Hatice ULUER HÖKELEKLİ/Ankara 

 

 

 HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut ARSLAN, ihtilal ve darbe gibi antidemokratik müdahalelerin demokrasilerde yeri olmadığını belirterek, “Başta 12 Eylül 1980 darbesi olmak üzere darbeleri, muhtıraları, bütün antidemokratik müdahaleleri reddediyor, darbe dönemlerinde yaşanan mağduriyetlerin giderilmesini istiyoruz” dedi.

15 Temmuz hain darbe girişimi gecesi istediğini elde edemeyen caniler ve işbirlikçilerinin döviz kurları üzerinden ağır bir ekonomik saldırı başlattıklarını belirten Arslan, “Türkiye'nin milli ve yerli politikaları uygulamasını istemeyen bazı güç odakları, bütün imkanlarını seferber etmiş, Türkiye ekonomisine döviz kurları üzerinden saldırmaktadırlar. Bu saldırılar birlik ve beraberliğimiz karşısında etkisiz kalacaktır” dedi.

 

HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut ARSLAN, 12 Eylül 1980 askeri darbesinin yıl dönümü nedeni ile yaptığı açıklamada şu değerlendirmelerde bulundu:

“12 Eylül askeri darbesinin yıl dönümünde, başta 12 Eylül 1980 darbesi olmak bütün darbeleri, muhtıraları, antidemokratik müdahaleleri reddediyor, darbe dönemlerinde yaşanan mağduriyetlerin giderilmesini istiyoruz.

HAK-İŞ Konfederasyonu, öteden beri, 12 Eylül askeri darbesine, 28 Şubat ‘Postmodern’ darbesine ve 27 Nisan ‘e-bildirgesine’, siyasi parti kapatmalarına karşı çıkmış, her koşulda demokrasiden yana taraf olmuştur. En son yaşadığımız 15 Temmuz hain darbe girişimine karşı HAK-İŞ, bütün teşkilatı ile birlikte olayın anlaşıldığı ilk andan itibaren sokaklara çıkmış, tanklara; silahlara karşı göğsünü siper etmiş, bu uğurda şehit ve gaziler vermiştir. 

12 Eylül 1980 askeri darbesinin en büyük mağdurları emekçiler olmuştur. 12 Eylül döneminde 30 bin civarında işçi işten çıkarılmış, 5 Nisan 1994 krizinde 500 bin işçi, 2001 krizinde 450 bin esnaf ve işçi işini kaybetmiştir. Kamu ve özel sektör dahil olmak üzere Türkiye ciddi bir ekonomik dar boğaza girmiştir. Milli gelir ve büyüme hızı düşerken işsizlik oranları artmıştır. Bu yüzden çalışanlar ve toplum siyasi ve ekonomik krizler ile darbelerin en büyük mağdurlarından birisi olmuştur.

12 Eylül 1980 darbesinde olduğu gibi 28 Şubat’ta da emekçi sınıfı büyük bir zarar görmüş, emek hareketinin önü kesilmiş, baskı ve korkularla, görevlendirmelerle, sivil ve demokratik refleksler zayıflatılmıştır. Sendikalar, 1990’larda 12 Eylül travmasını atlatmış, sivil ve demokratik reflekslere yeniden dönmüşken, 28 Şubat sendikaların demokratikleşme, sivilleşme ve güçlü, sivil ve bağımsız kurumlar haline gelme çabalarını durdurarak yeniden geri çevirmeye çalışmıştır.

15 Temmuz gecesi Türkiye, bir grup hainin başlattığı işgal girişimine sahne olmuş, emir-komuta zinciri dışında hareket eden asker kıyafetine bürünmüş birtakım hain, millet iradesiyle seçilmiş olan hükümeti düşürerek devlet yönetimini zorbalıkla ele geçirmeye çalışmıştır. Milletimiz; Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, Başbakanı, Hükümeti, siyasi partileri, milletvekilleri, medya ve cunta dışı bütün güvenlik güçleriyle birlikte, büyük bir demokrasi mücadelesi vererek, darbe geleneğine karşı bir ilki başarmış, hainlere karşı tek yürek olmuştur. Hainlerin karartmaya çalıştığı 15 Temmuz gecesi, tüm milletimizin destansı direnişiyle aydınlık bir sabaha çıkmış, o gece bir millet yeniden ayağa kalkmıştır. Halkımızın Cumhurbaşkanımızın önderliğinde sokağa çıkarak demokrasiye sahip çıkmasıyla darbe girişimi önlenmiştir.

15 Temmuz gecesi istediğini alamayan bazı güç odakları bugün farklı yollardan ülkemizi teslim almaya, milletimize diz çöktürmeye çalışıyorlar. 15 Temmuz’un hıncıyla ve hain darbe girişiminin sonuçsuz kalmasının ortaya çıkardığı kızgınlıkla, gözü dönmüş caniler ve işbirlikçileri ülkemize döviz kurları üzerinden ağır bir ekonomik saldırı başlattılar. Türkiye'nin milli ve yerli politikaları uygulamasını istemeyen bazı güç odakları, bütün imkanlarını seferber etmiş, Türkiye ekonomisine döviz kurları üzerinden saldırmaktadırlar.

Milletimiz her zaman olduğu gibi yine devletimizin yanındadır. Milletimiz, ülkemizin birlik ve bütünlüğünü bozmak adına oynanan bütün hain planları ve oyunları kenetlenerek, birlik ve beraberliğini koruyarak bozacak güç ve kuvvete sahiptir. Bu saldırılar, birlik ve beraberliğimiz karşısında etkisiz kalacaktır.”