Ankara Miras Konuşmaları’nda Mehpare Çelik dil ve kent belleği için uyardı: “Bu ülkenin çimentosu Türkçedir”

Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen “Ankara Miras Konuşmaları” programının bu ayki konuğu, doğma büyüme Ankaralı ve TRT’nin eski başspikeri Mehpare Çelik oldu. Etkinlik, 8 Ekim 2025 tarihinde Erimtan Arkeoloji Müzesi ev sahipliğinde gerçekleştirildi.

Ankara’nın eski sokaklarından kültürel mirasa

Çelik, konuşmasında çocukluk yıllarından itibaren Ankara’nın değişimini anlatarak, “Kargalı Sokak’ta herkesin bir dedesi, anneannesi vardı. O dayanışma ruhu, o komşuluk ilişkileri şimdi yok.” ifadelerini kullandı.

Çocukluk döneminden unutamadığı anıları paylaşan Çelik, mahalle kültürünün ve dayanışmanın önemini vurguladı:

“Kundura tamircisinden öğrendim sayanın ne demek olduğunu, komşu anneannemden öğrendim sevgiyi. Şimdi o kültürün izleri bile kalmadı.”

“Türkçe bu ülkenin çimentosudur”

Dil bilinci üzerine de konuşan Çelik, gençler arasında Türkçe’nin kullanımına yönelik kaygılarını dile getirdi.

“Türkçe konuştuğumuz için Türk vatandaşıyız. Türkçe bu ülkenin çimentosudur. Ama bugün Türkçeden uzaklaşıyoruz. Çocuklarım kendi dilinde yazılmış eserleri okuyamıyor.”

Çelik, Atatürk’ün dil devrimine de atıfta bulunarak, “Bu ülkede bir dil devrimi yapılmış. Kimse o devrimi geri döndüremez. Dilini kaybeden bir millet, kimliğini de kaybeder.” ifadelerini kullandı.

“Anılarla bu iş gitmiyor, değerlerimizi kaybettik”

Konuşmasında Ankara’nın kültürel ve insani değerlerine değinen Çelik, “Eskiden tarhana çorbası komşudan komşuya giderdi. Şimdi 25 katlı sitelerde kimse kimseyi tanımıyor.” dedi.

“Muhafazakarlık sadece siyasî bir kavram değildir. Değerleri, gelenekleri korumaktır. Ben 68 kuşağıyım, solcuyum ama aynı zamanda muhafazakârım; çünkü beni ben yapan değerlere sahip çıkıyorum.”

Atatürk Orman Çiftliği ve Hacı Bayram anıları

Çelik, kentin simge mekânlarının kişisel belleğindeki yerini anlattı:

“Atatürk Orman Çiftliği benim için sadece bir mesire alanı değil, çocukluğumun geçtiği yer. O bacalardaki leylekleri hâlâ hatırlıyorum. Hacı Bayram’da sınav sabahları dua ederdim. Bugün oraya giderken bile tedirgin oluyorum.”

Kültürel yozlaşmaya da değinen Çelik, “Cadılar Bayramı’nı kutluyoruz ama Ahi Evran’ı bilmiyoruz. Çünkü kültürel bombardıman altındayız.” dedi.

“Kırmızı rugan pabuç” hikayesiyle bir dönemin Ankara’sı

Çelik, konuşmasında Sümerbank vitrininde gördüğü kırmızı rugan pabucu çocukluk hafızasının sembolü olarak aktardı:

“Babam o ayakkabıyı borçla aldı. Benim kızlarım da giydi o pabuçları. Şimdi hiçbir çocuk bir eşyanın değerini o kadar hissedemiyor. Çünkü anı biriktiremiyoruz.”

Bekir Ödemiş: “Bir kentin öyküsü kültürel mirasıyla yazılır”

Etkinlik sonrası Ankara Büyükşehir Belediyesi Proje Koordinatörü Bekir Ödemiş, CUMHA mikrofonlarına yaptığı açıklamada projenin amacını anlattı:

“Bu konuşmalarla Ankara’nın kültürel mirasına hem sahip çıkıyoruz hem de gelecek kuşaklara aktarıyoruz. Bir kentin öyküsünü alt geçitlerle ya da alışveriş merkezleriyle değil, geçmişten bugüne miras kalan kültürel değerlerle yazarsınız.”

Ödemiş, her ayın ilk perşembesi düzenlenen programların Ankara’nın başkent oluş haftasıyla da örtüştüğünü belirtti:

“Cumhuriyetin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün örnek kent olarak tasarladığı başkent Ankara’nın kimliğini, bu miras etkinlikleriyle yaşatıyoruz.”

“Ankara’yı yaşamak değil, sindirmek gerekir”

Çelik konuşmasını şu sözlerle tamamladı:

“Biz Ankara’da sadece yaşamadık, Ankara’yı sindirdik. Sanatıyla, insanıyla, diliyle bu kenti içselleştirdik. O yüzden diyorum ki; Türkçe yoksa ben de yokum.”

Kaynak: CUMHA - CUMHUR HABER AJANSI