KENDİ IRKINA İHANET EDENİN SONU BUDUR!..

Cesur bir çıkış ile Suriye'ye kadar gidip, İsrail'den önce Şam'a giren MİT Başkanı İbrahim Kalın'ın Suriye'deki Emevi camii ziyareti ile bir önceki 'İnce değil, kalın' başlıklı yazımı teyit etmesi ile devam eden Ortadoğu ve sınırımızın hemen yanı başında yaşananlar sürerken HTŞ ile Şam'a girenlerin YPG ile yaptıkları anlaşmalara da uymadıkları yönünde haberler de alıyoruz.
Ve bunu adeta ağlayarak anlatan YPG'ilerin Arap aşiretlerinden kazık yedik' misali politika bilmez, ovada siyasetin nasıl yapıldığını anlamaz halde olduklarını teyit eden zavallılıkları ile HTŞ'nin Şam'a çektiği bayrağı kendi karakollarına çekip, orta da olmayan hatta kalmayan 'İŞİT ile mücadeleyi öteledik' deyip, elinde kan var diye kendi ülkesinde kınanan dışişleri bakanı aynı gün Türkiye'de olan Amerika'yı, HŞT'yi süsleyip, püsleyen İngiltere'yi, Almanya'yı korkutmaya çalışması bir o kadar gülünçtü.
Yani ihanete uğradıklarını belirtip, nerdeyse Rojava'yı da terk edip, İŞİT gibi bugün, yarın ortadan kaybolup biteceğinin sinyalini veren politika bilmeyenleri de izlerken ben yine dışarıda yaşananları görüp, daha çok gerilmemek için içe, bizimkilere dönmek istiyorum.
Çünkü insanlığın orada yani Ortadoğuda hep kazıklandığı, İsrail'e kırmızı halı olmayı alışkanlık haline getirip, ABD'ye inanan ama sonuçta kazığı yiyen taraf olarak bugüne kadar yediği kazıkları adeta kendisine alışkanlık haline getirenleri meclise çağrılan Öcalan bile kurtaramaz.
Neyse ben iç politikaya dönüp, bizim içerideki ihanet edenleri kendimce anlatmaya çalışayım.
Evet, bir çoğumuzun İstanbul'daki Ardahanlıların bir çoğunun Esenyurt'ta yaşadığını bildiği bir İstanbul'da dolaşırken Ardahanlıların Esenyurt'un yanı sıra en çok yaşadığı ilçelerinin başında Sancaktepe'nin de geldiğini görmek mümkün..
Hatta Esenyurt'ta Kars ve Iğdırlıların yanına koyup, 'Biz Esenyurt'ta birinciyiz' diye hava atıp, başta siyasal olmak üzere hayatın her alanında sonuncu olan Esenyurt'taki Ardahanlılar da bilmelidir. İstanbul'daki Ardahanlıların en çok olduğu yer ve birbirleriyle en iç içe olduğu yer İstanbul'un Sancaktepe ilçesidir..
Yani sadece Ardahanlılar olarak nüfus çoğunluğunda 1. oldukları yer Esenyurt değil, tam tersine Sancaktepe ilçesidir..
Peki, '39 İlçesi bulunan İstanbul'un diğer ilçelerinde durum nedir?' diye soracak olursanız eğer 'vallahi hemen her ilçede varız ama gelin görün ki bu İstanbul'da onca Ardahanlının varlığı, çokluğu gibi keklikleri de çok' derim..
Ve bu kekliklerin Ardahanlıları dağıtmak, bir araya gelmemeleri için nüfusları Ardahanlılardan kat kat az olanlarca kullanılıp. beslendiğini de iyi bilirim derim..
Bunun en bariz örneği de bugünden itibaren biraz daha yoğunlaşacağım Sancaktepe ilçesinde yaşandığını da söyleyebilirim..
Çünkü Ardahanlıların yoğun yaşadığı İstanbul'un bu ilçesinde Ardahanlıların bir araya gelmemesi için görevlendirilen kekliğin neler yaptığını, Ardahanlıları bölüp, parçalayıp, yenecek bir lokma haline getirmek için çabalayan keklik Ardahanlılara bizzat anlatılmalı derken sizin de aşağıdaki keklik darbımeselini okumasını rica edeceğim..
**YAVUZ SULTAN SELİM HAN'IN İHANETE CEVABI
Bir Gün Padişah Yavuz Sultan Selim pazarda gezerken keklik satılan bir tezgah görür ve keklik satılan tezgaha yönelir. Bütün keklikler 1 altındır fakat bir tanesi ayrı bir kafes içinde ve 100 altındır.
Yavuz Sultan Selim sorar:
-Bunlar 1 altın da bu neden 100 altın?
Satıcı:
-Hünkarım 100 altınlık olan ötüşüyle diğer keklikleri kendine çeker ve yakalanmalarını sağlar.
Yavuz Sultan Selim 100 altını çıkarıp adama verir ve
-Ver o kekliği bana! der.
Herkes şaşkınlık içinde ne yapacak acaba koca Padişah bir kekliği diye düşünürken Yavuz Sultan Selim kekliğin kafasını tuttuğu gibi gövdesinden ayırıverir ve der ki:
-KENDİ IRKINA İHANET EDENİN SONU BUDUR!!!
Evet, Kürtler gibi Arapların da bol kekliği olduğu bu dünyada kazanan yine kazanırken, kaybedenlerin yine kendi ırkına ihanet edenler olduğunun dışta Suriye'de içte ise başta İstanbul'da olmak üzere batı kentlerinde bulunan hemşeriler arasında yaşananlarla ve whatsapp durumunda gördüğüm seçimden seçime ortaya çıkıp kendilerine hewal dedirtip, aslında helvacı olanların paylaşımları ile, 'Sende mi Brütüs' diyerek bir kez daha görüyor, izlemeye devam ediyoruz.