Medya Dayanışma Toplantısında Gazetecilere Çağrı: “Kalem Halkın Vicdanıdır, Parayla Satılamaz”

Türkiye’de basın özgürlüğü, ekonomik ve siyasal baskıların gölgesinde tartışıldı. Medya Dayanışma Toplantısı’nda konuşan temsilciler, artan işsiz gazeteci sayısına, adaletsiz reklam dağılımına, sansüre ve oto-sansüre dikkat çekti. Katılımcılar, basının toplum için taşıdığı kritik rolün yeniden hatırlatılması gerektiğini vurgularken, “Gazeteci kalemini halk için kullanır, parayla susturulamaz” mesajı öne çıktı.

Kasım 4, 2025 - 10:05
Medya Dayanışma Toplantısında Gazetecilere Çağrı: “Kalem Halkın Vicdanıdır, Parayla Satılamaz”

Basın özgürlüğü ve medya üzerindeki baskıların ele alındığı Medya Dayanışma Toplantısı, meslek örgütleri, gazeteciler ve medya temsilcilerinin katılımıyla gerçekleştirildi. Toplantıda, gazetecilik mesleğinin içinde bulunduğu ekonomik ve siyasal koşullar değerlendirilerek, dayanışma çağrısı yapıldı.

“Gazetecilik Demokrasinin Temelidir”

Toplantının açılışında konuşan katılımcılar, zorlu koşullarda dahi halkın haber alma hakkı için çalışan gazetecilere teşekkür etti. Açıklamada, “Zor koşullarda haberin peşinde koşan her gazeteci, demokrasinin işlerliği açısından kritik bir görev üstleniyor.” denildi.

Medya En Zor Döneminde

Son dönemde çok sayıda gazete ve televizyonun kapandığı, 500’den fazla gazetecinin işsiz kaldığı belirtilerek, “Medya, tarihinin en zor dönemlerinden birini yaşıyor. Bu tabloya karşı dayanışma hem anlamlı hem de gereklidir.” ifadesi kullanıldı.

“Çalışamayan Gazeteciler Gerçeği”

Katılımcılar, artık yalnızca çalışan değil, “çalışamayan gazeteciler” gerçeğinin de görmezden gelinemeyeceğini vurguladı. Medyada yaşanan işten çıkarmalara ve baskılara dikkat çekilerek, mesleğin onurunu korumak için ortak hareket etmenin önemine işaret edildi.

Ekonomik ve Siyasal Baskılar Artıyor

Açıklamada, iktidarın medyayı ekonomik ve siyasi yollarla kontrol etmeye çalıştığı dile getirildi. “Reklam kesintileri, adaletsiz dağıtımlar ve sansür, medyayı susturma araçlarına dönüşmüş durumda.” denildi.

14 Milyon 810 Bin Saniyelik Reklam Eşitsizliği

Paylaşılan verilere göre, 2025’in ilk on ayında TMSF bünyesindeki şirketlerden iktidar yanlısı televizyonlara 14 milyon 810 bin 298 saniye reklam verildi. Buna karşın, muhalif olarak tanımlanan medya kuruluşlarına sıfır reklam süresi ayrıldığı belirtildi. “Bu haksız paylaşımın hesabını soracağız.” ifadeleri dikkat çekti.

“Sansür ve Oto-Sansür Tehlikesi”

Gazetecilerin, hedef gösterilme veya cezalandırılma korkusuyla oto-sansür uygulamaya başladığı vurgulandı. Ayrıca basın kartı iptalleri, RTÜK cezaları ve çifte standartlı uygulamalar, medya özgürlüğünü kısıtlayan unsurlar olarak sıralandı.

Basın Özgürlüğünde Gerileme

2025 Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’nde Türkiye’nin 180 ülke arasında 159. sıraya gerilediği hatırlatıldı. “Gerçeği yazmak cezalandırıldığında, yalan ödüllendirilmeye başlanır. İşte o zaman hakikat susturulur.” sözleriyle durumun vahameti dile getirildi.

“Kalem Halkın Vicdanıdır”

Toplantıda gazetecilere sembolik bir kalem hediye edilerek, “Kalem halkın vicdanıdır, parayla satılamaz.” mesajı verildi. Basının görevinin, iktidarı alkışlamak değil, halkın sesini duyurmak olduğu vurgulandı.

“Yeni Nesil Siyaset ve Temiz Medya”

Siyasette kullanılan dilin medya iklimini doğrudan etkilediğine dikkat çekilerek, “Siyaset dili temiz olursa medya da temiz olur. Temiz siyaset, temiz medya ve temiz hukuk demektir.” ifadeleri öne çıktı.

Toplantı, katılımcıların sahadan aktardığı sorunların dinlenmesiyle sona erdi. “Bu dayanışma sadece konuşmak için değil, ortak çözüm arayışı için başlatıldı. Söz sizde.” çağrısı yapıldı.

Kaynak: CUMHA - CUMHUR HABER AJANSI