Parkinson hastalığında çevresel toksin etkisi: Tarım ilaçları ve ağır metaller risk yaratıyor

Parkinson hastalığına yakalanma riskini artıran genetik yatkınlıkların yanı sıra, tarım ilaçları, endüstriyel toksinler ve ağır metaller gibi çevresel etkenler de hastalığın gelişiminde önemli rol oynuyor. Uzmanlar, tedavinin kişiye özel planlandığını ve fiziksel rehabilitasyonun destekleyici etkisine dikkat çekiyor.

Nisan 16, 2025 - 11:56
Parkinson hastalığında çevresel toksin etkisi: Tarım ilaçları ve ağır metaller risk yaratıyor


Parkinson Günü'nde farkındalık vurgusu
Toplumsal farkındalık oluşturmak amacıyla her yıl 11 Nisan tarihi, dünya genelinde "Dünya Parkinson Hastalığı Günü" olarak anılıyor. İstanbul Fizik Tedavi Rehabilitasyon Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekim Yardımcısı, Nöroloji Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Nilgün Erten, Parkinson hastalığıyla ilgili önemli açıklamalarda bulundu.

İleri yaş, en büyük risk faktörü
Parkinson’un özellikle ileri yaşlarda ortaya çıktığını belirten Uzm. Dr. Erten, 60 yaş üzerindeki bireylerde hastalığın görülme sıklığının yaklaşık yüzde 1 olduğunu ifade etti. 85 yaş üstü bireylerde ise bu oranın daha da arttığına dikkat çeken Erten, erkeklerde Parkinson’un kadınlara kıyasla iki kat daha sık görüldüğünü belirtti.

Genetik mutasyonlar ve çevresel toksinler etkili
Hastalığın gelişiminde yaşla birlikte genetik faktörlerin de rol oynadığını dile getiren Erten, ‘LRRK2’, ‘a-sinüklein’ ve ‘parkin genleri’ gibi mutasyonların Parkinson riskini artırdığını söyledi. Bunun yanında tarım ilaçları, endüstriyel toksinler ve ağır metaller gibi çevresel toksinlerin de önemli risk faktörleri arasında yer aldığını vurguladı.

Dopamin kaybıyla hareketler yavaşlıyor
Parkinson’un, beyindeki dopamin üreten hücrelerin kaybı sonucu ortaya çıktığını belirten Erten, dopaminin hareket kontrolünde kritik bir rol oynadığını söyledi. Dopamin eksikliği; yavaş hareket, titreme, denge kaybı gibi belirtilere neden olabiliyor.

Tedavi kişiye özel planlanıyor
Hastalığın tedavisinde her bireyin şikâyet ve bulgularına göre özel planlamalar yapıldığını açıklayan Erten, ilaç tedavisinin ilk basamak olduğunu, fayda sağlanamayan durumlarda ise cerrahi yöntemlerin devreye girdiğini belirtti. Titreme ve motor donma gibi özel şikâyetlerde pompa sistemleriyle deri altına ilaç uygulanabildiğini de ekledi.

‘Maske yüz’ belirtisi ve diğer bulgular
Hastalığın genellikle el titremesi ve hareket yavaşlaması ile başladığını ifade eden Erten, yüz mimiklerinin kaybolmasıyla ortaya çıkan ‘maske yüz’ belirtisinin Parkinson’un karakteristik özelliği olduğunu aktardı. Ayrıca, yürüyüşte bozulma, yutma zorluğu, kabızlık, cinsel işlev bozukluğu, depresyon ve bunama gibi farklı motor dışı bulguların da görülebildiğini söyledi.

Beyin piliyle cerrahi müdahale mümkün
Son yıllarda cerrahi tedavilerin yaygınlaştığını söyleyen Erten, aşırı aktif beyin bölgelerinin ya yakılarak ya da elektrotlar yardımıyla kontrol altına alındığını belirtti. Bu tedavi yönteminin, ilaç tedavisinden yeterli fayda göremeyen hastalar için uygun olduğunu ifade etti.

Fiziksel rehabilitasyon tedaviye destek sağlıyor
Destek tedavilerinin önemine dikkat çeken Erten, fiziksel rehabilitasyonun motor becerilerin korunmasında etkili olduğunu ve hastalara düzenli egzersiz önerildiğini söyledi. Ayrıca kabızlık, mide problemleri, depresyon gibi motor dışı belirtiler için de özel tedaviler uygulanabildiğini aktardı.


Kaynak: CUMHA - CUMHUR HABER AJANSI