KESK Genel Sekreteri Sevgi Yılmaz: “OVP’de ücretler enflasyon hedeflerine bağlanıyor, emekçilerin alım gücü daha da aşınacak.”
2026-2028 OVP’de enflasyon ve ücret hedefleri nasıl kurgulanıyor, TES çalışanlar için ne tür gelir üretir, güvenceli esneklik uygulamaları istihdamın niteliğini nasıl etkiler, faiz ve özelleştirme hedefleri bütçe yükünü kime taşır

KESK Genel Sekreteri Sevgi Yılmaz, 7 Eylül 2025 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan 2026-2028 Orta Vadeli Program (OVP) üzerine değerlendirmelerini düzenlenen basın toplantısında paylaştı. Yılmaz, konuşmasına ILO tarafından ilan edilen Eşit İşe Eşit Ücret Günü’ne atıfla başladı ve OVP’deki hedeflerin çalışanlar açısından sonuçlarını sıraladı.
Enflasyon hedefleri ve ücret politikası
Yılmaz, OVP’nin “yönetilen-yönlendirilen fiyatların enflasyon hedefleriyle uyumunun artırılması” ifadesine dikkat çekerek, “Ücretler ve maaşlar başta olmak üzere kamu tarafından belirlenen kalemlerde hedef enflasyon esas alınacağının ilanıdır.” dedi. Yılmaz, “Geçmiş dönemlerde hedef enflasyon ile gerçekleşen enflasyon arasındaki sapmalar ücretlilerin reel kaybına yol açtı.” ifadelerini kullandı.
Geçmiş OVP sapmaları ve toplu sözleşme etkileri
Yılmaz, 2020-2024 dönemlerine atıfla hedeflenen enflasyonlarla gerçekleşmeler arasındaki farkları örnek gösterdi. “2020’de hedef %8,5 iken gerçekleşme %14,6; 2021’de hedef %6-8 bandına karşılık gerçekleşme %36,8 oldu.” dedi. Kamu emekçilerinin 6’şar aylık artışlarla hedef enflasyona göre ücret ayarlandığını, “enflasyon farkının geç yansıdığını” belirtti. 2025-2027 OVP revizyonları ve 2026-2027 için hakem kurulu kararlarıyla belirlenen maaş artışlarına da atıf yaparak “hedeflerin sonradan yukarı çekildiğini, ücret artışlarının geride kaldığını” söyledi.
Geçim göstergeleri ve fiyat artışları
BES’in Eylül dönemi çalışmasına dayandığını belirten Yılmaz, “Açlık sınırı 37.113 TL, yoksulluk sınırı 90.279 TL, tek çalışan yaşam maliyeti 58.335 TL.” bilgisini paylaştı. Yılmaz, “Kayıtlı çalışanların yarısı asgari ücret düzeyinde; önemli kısmı bunun %20-50 bandında.” dedi. “Gıda, kira, eğitim kalemlerindeki artışların yüksek seyrettiğini” vurguladı.
TES (Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi) değerlendirmesi
OVP’de yer alan TES için Yılmaz, “Otomatik katılımın işveren katkısıyla ikinci basamak emekliliğe dönüştürülmesi, ‘ikinci maaş’ değil sınırlı süreli birikime bağlı ödeme anlamına geliyor.” dedi. “%3 işçi + %3 işveren payı ve devlet katkısıyla oluşacak birikimin sabit gelir garantisi üretmeyeceğini, birikim tükendiğinde ödemenin biteceğini” belirterek, “Kamusal emeklilik güçlendirilmeli, sosyal güvenliğe bütçeden daha fazla kaynak ayrılmalı.” açıklamasını yaptı.
Çalışma biçimleri ve gençler
Yılmaz, “Yeni nesil çalışma modelleri” ve “güvenceli esneklik” başlıklarının esnek-güvencesiz istihdamı yaygınlaştırabileceğini söyledi. “Kısmi zamanlı, çağrı üzerine ve proje bazlı çalışmanın pilot uygulamalarla genişletilmesinin özellikle kadın istihdamında yarım iş-yarım ücret riskini büyüteceğini” ifade etti. MESEM ve benzeri programlarla “öğrencilerin erken yaşta işgücü piyasasına çekilmesi” eleştirildi.
Bütçe, faiz ve özelleştirme
Yılmaz, OVP’de faiz giderlerinin artış patikasına ve özelleştirme gelir hedeflerine dikkat çekti. “Faiz ödemeleri ve özelleştirme hedefleri, yükün vergi ve tarifeler üzerinden halka yansıtılacağının işaretidir.” dedi.
Çağrı
Yılmaz, “İnsanca yaşanacak ücret, adil vergi, güvenceli iş ve kamusal emeklilik” başlıkları için ortak mücadele çağrısı yaptı. “OVP tartışmalarının çalışanların reel gelir ve güvenceleri ekseninde yürütülmesi gerektiğini” vurguladı.
Kaynak: CUMHA - CUMHUR HABER AJANSI