ALİ YÜKSEL, TUNUS’TAKİ “SUMUD FİLOSU”NA KATILIMIN ENGELLENMESİ VE SONRASI GELİŞMELERİ TBMM’DE AÇIKLADI

Yeniden Refah Partisi Konya Milletvekili Ali Yüksel, TBMM’deki basın toplantısında Tunus’ta Sumud Filosu’na katılımlarının çeşitli gerekçelerle engellendiğini, akreditasyon iptalleri ve teknik/siyasi nedenlerle seferlerin aksadığını, Türkiye’den resmi kurumlarla iletişim kurulmadığını ve konunun takipçisi olacaklarını bildirdi. Yapılacak hukuki girişimler, e-kitap çalışması, Gazze Dostluk Grubu girişimi ve insani yardım gemisi önerileri de toplantıda yer aldı.

Eylül 18, 2025 - 14:16
ALİ YÜKSEL, TUNUS’TAKİ “SUMUD FİLOSU”NA KATILIMIN ENGELLENMESİ VE SONRASI GELİŞMELERİ TBMM’DE AÇIKLADI

TBMM, 17 Eylül 2025 — Yeniden Refah Partisi Konya Milletvekili Ali Yüksel, 17 Eylül 2025 Çarşamba günü Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde düzenlediği basın toplantısında Tunus’ta Sumud Filosu organizasyonuna katılmak üzere gittikleri sırada yaşanan engellemeler ve sonrasında planlanan girişimlere ilişkin özet bir açıklama yaptı.

Kim, ne, nerede, ne zaman
Ali Yüksel, beraberinde Genel Merkez Gençlik Kolları Başkanı Melih Güner ve Genel Merkez STK Başkan Yardımcısı Yaşar Özkan ile Tunus’a gittiklerini; Saadet Partisi’nden Doç. Dr. Necmettin Çalışkan, Mehmet Atmaca, Gelecek Partisi’nden Sema Silkin Ün, HÜDA-PAR’dan Faruk Dinç ile birlikte Sumud Filosu organize heyetine dahil olduklarını belirtti. Yüksel, 14 Eylül 2025 tarihinde filoya katılımlarının mümkün olmadığı bilgisini aldıklarını açıkladı.

Neden ve nasıl engellendikleri
Yüksel, İsrail’in drone saldırısından sonra bazı teknelerin denize açılma kapasitesi, evrak ve teknik eksiklikler gibi gerekçelerle seferlerin engellendiğini, yolcuların farklı teknelere dağıtılacağı ve Türkiye’den gelen milletvekilleri ile STK temsilcilerinin yaklaşık yüzde 90’ının akreditasyonlarının iptal edildiğinin duyurulduğunu aktardı. Yüksel, sürecin nasıl bu noktaya geldiğinin kendileri için belirsiz olduğunu söyledi.

Türkiye ve uluslararası tepki
Yüksel, 16 ülkeden dışişleri bakanlarının müdahale edeceği yönündeki açıklamalara karşın, Türkiye’den Dışişleri Bakanlığı veya diğer resmi kurumlardan kendilerine dönüş veya bilgi talebi olmadığını bildirdi. Sumud Filosu organizatörlerinin de tatmin edici bir açıklama sunmadığını, bazı çevrelerin Türkiye’nin kararsız tutumunu siyasi polemik oluşmaması amacıyla değerlendirdiğini belirtti.

Ali Yüksel, TBMM’de yaptığı açıklamada, “Türkiye’ye döndükten sonra Dışişleri Bakanlığı ya da herhangi bir resmi kuruluştan bizden bilgi talebi olmadı.” dedi.
Yüksel, ayrıca, “Filoya katılan gemilerdeki yurttaşlarımızın hak ve hukuklarının takipçisi olacağız.” ifadelerini kullandı.

Değerlendirme ve yapılacak adımlar
Yüksel, yaşanan belirsizliğin arkasındaki gerçeklerin istihbarat ve resmi kurumlarca araştırılması gerektiğini vurguladı ve şu öneri ve girişimleri sıraladı:

  • Katılımcıların gözlemlerinin, tanıklıklarının ve belgelerinin derlenerek e-book şeklinde yayımlanması ve bunun hukuki süreçlerde kullanılmasının planlanması.

  • İç hukuk ve uluslararası hukuk çerçevesinde UCM ve BM İnsan Hakları mekanizmalarına başvuruların değerlendirilmesi için hukukçularla çalışmalar yapılması.

  • TBMM bünyesinde Gazze Dostluk Grubu kurulması için girişimlerde bulunulması.

  • Belediyeler düzeyinde cadde, meydan, park ve benzeri yerlere Gazze adının verilmesi yönünde çağrılar yapılması.

  • Kızılay ve uluslararası insani yardım kuruluşlarının desteğiyle orta ölçekli bir yük gemisinin insani yardım amacıyla filoya arkadan katılması önerisi; İskenderun’dan çıkış yapılarak Gazze’ye ulaşılabileceği iddiası.

  • Filoya katılamayan milletvekilleriyle birlikte 19 Eylül 2025 Cuma günü saat 21.00’de TiVi 6 kanalında konunun tartışılacağı duyuruldu.

Uluslararası ve bölgesel gelişmelere ilişkin ifadeler
Yüksel, Doha’daki İİT ve Arap Birliği zirvesinin nihai bildirisinde Sumud Filosu’na yer verilmemesini eleştirdi ve İsrail yönetimine yönelik çeşitli açıklamaları aktararak bölgedeki risklerin arttığına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Konuşmasında İsrail liderlerinin açıklamalarından ve askeri harekatlardan söz etti; bölgede genişleyen bir gerilim riski olduğuna dikkat çekti.

Hukuki süreç ve takip
Yüksel, konu hakkında mahkeme süreçlerinin gündeme gelebileceğini, Türkiye ve İslam/Arap ülkelerinin katılımcı yurttaşların haklarının korunması için ortak gözlemci mekanizmaları kurulmasının değerlendirilebileceğini ifade etti. Ayrıca uluslararası insan hakları ve insani yardım kuruluşlarından gözlemci davet edilebileceğini belirtti.

Kaynak: CUMHA - CUMHUR HABER AJANSI