Bilgen Yetmez, Demirtaşlar da Bırakılmalı..
Yeni bir Anayasa tartışmalarının devam ettiği ülkede değişmez denen bir çok şeyin değiştiğinde bi haber ulusalcı tayfadan oluşan sözde ve her iyi şeye karşı muhalefet, T.C. denen resmi kurumlarca yani YSK, Anayasa, Seçim kurulu adına ne derseniz deyin bu partinin yani HÜDAPAR'ın yasal olduğunu belirtip, izin verdiği ve onayladığı tüzüğüne bile koyduğu istemleri yeniden, hem de yüksek sesle seslendirmesi üzerine 4 madde kıyametini koparmaya başladı.
Ama, Hüdapar'a Hizbullah, DEM'e PKK yavtası takıp, aslında Kürt ve sorunu denen sorunun çözüm bulmasına en büyük engel olan bu ulusalcıların yanı sıra vatan-millet-sakarya edebiyatı yapanlar kızdıracak bir teklif, öneri, sitemi de ben burada yazacağım, isteyeceğim, söyleyeceğim.
Evet, 'bir kez delinmekle bir şey olmaz' denildiğinden bu yana delik değil edilen, aldı kararları uygulama geçirilmeyen, hatta mahkemesi kapatılmak istenen Anayasa'nın maddeleri üzerinde tepinip, duranlar bu ülkenin içinde bulunduğu sorunların çözümünün başında gelen sorunu Hizbullah sevici, PKK yandaşı diye partileri, insanları suçlarken aslında kendi ayağınıza değil, ülkenin bekasına sıktığınız artık anlayın ve gerçek demokrasi, insan hakları, adalet, hak, hukuk konusunda az samimi olsanız inanın bu ülkede hep birlikte , kardeşçe yaşamaya devam edeceğiz.
Ve bunu yapmak içinde ilk yapacaklarımızın başında gelenin, bu ülkenin 3. büyük muhalefet partisinin liderleri ve milletvekillerinin tutuklu olduğu ülkemiz, Amerika'dan gelen iki önemli haberle uluslararası arenada bir hayli sıkıntıya girmeye başladı.
Gün geçtikçe daha da sıkıştırılan ve "Uluslararası Yargılanmaya" doğru giden bir sürecin içinde kendisini bulan ülkemizin neden bu duruma geldiğine baktığınızda, iç hukuku kendi iktidarları lehine kullanmaya çalışanların dış hukuku görmemelerinin neden olduğunu görebilirsiniz.
Çünkü gerçekte artık sınırların kalmadığı bir dünyada, tek başına kaldıklarını anlamayanların bugüne kadar ortaya koydukları politikaların inandırıcılığını kaybetmeye başladığı ve daralan çemberi açmaktansa daha da daraltarak hem kendilerini hem de ülkeyi zora soktukları görülmektedir.
Önce Almanya'nın başını çektiği Avrupa'yı, ardından Amerika'yı karşılarına alan ve bu yöntemle dünya lideri olduklarını sananların anlamadıkları diğer bir gerçek, ülke içindeki baskıcı uygulamalardır.
Yaşanan bu durumu nasıl aşacaklarını merak edenlere benim bir önerim var: Bu önerim, dünyada gün geçtikçe yalnız kaldıklarını anlamayıp, bunu "Pis koku" başlıklı demeçlerle kapatmaya çalışanların yapacakları tek şeyin, hızla iç hukuku özgürleştirip, küs ve kırgın olan toplumun tüm kesim ve dinamikleriyle barışı sağlama yoluna gitmeleri gerektiği yönündedir.
Ayrıca, eski Kars Belediye Başkanı Bilgen'le yetinmeyip, Demirtaş'ı ve diğer milletvekillerinin bir an önce serbest kalmasını sağlayarak, dışarıdan yani okyanus ötesinden gelen tsunamiye karşı toplumun tüm kesimleriyle el birliği yapmaları gerekmektedir. Çünkü okyanus ötesinde yükselen tsunamiyi, güneydeki yani yine okyanus ötesindeki üflemelerle iyiden iyiye havalanan Ortadoğu'daki toz bulutlarını da hesaba katmak gerekir.
Bilgen Yetmez, Demirtaşlar da Bırakılmalı..
18 Eylül 2024, Çarşamba - 21:47