Büyük Türkiye Partisi Ankara İl Başkanığı'nda Bayrak Değişimi Yapıldı

Ankaranın mevcut İl Başkanı Ali Gökkan tüm delegelerin oybirliği ile güven tazelemiştir.

Ankara'da TZOP OTEL''de düzenlen il kongresinde yönetim ve davetliler hazır bulundu.

Genel Başkan Hüseyin Durmaz'ın motivasyon ve birleştirici konuşmalarının sonunda Türkiye'deki merkez sağ boşluğunu BÜYÜK TÜRKİYE PARTİSİ DOLDURACAKTIR , Bizler Büyük Türkiye Partisi olarak toplumun refah huzur ve kalkınmışlık düzeyinin artırılmasını sağlamayı ilk hedefimiz olarak görmekteyiz  gençlerle ilgili politikamızda Türkiye gençliğinin sorunları gün geçtikçe artmakta buna karşılık çözüm yolları azalmaktadır. Gençlerimize her konuda maddi manevi destek vermek partimizin öncelikli hedeflerindendir.

Ankaranın mevcut İl Başkanı Ali Gökkan tüm delegelerin oybirliği ile güven tazelemiştir.

İl Başkanı Ali Gökkan şu iadeleri kullandı :
Ülkemiz tarihinin en yoğun döneminde Haziran 2023 seçimlerine hazırlanmaktadır. Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ün kurucusu olduğu Cumhuriyetimizin 100’üncü yılını idrak edeceğimiz 1923 yılı bir çok bakımdan kritik bir tarihe işaret etmektedir. Ülkemiz 29 Ekim 1923’de adeta küllerinden yeniden doğmuş, çağdaş demokrasilerin iki yüzyılda ulaştığı çağdaş medeniyet seviyesine 20’inci yüzyılın ortalarında ulaşmıştı.

Yurtta Sulh Cihanda Sulh anlayışıyla ulusal ve küresel uzlaşmayı hedefleyen Mustafa Kemal Atatürk sağlam bir zemin inşa ettti. Büyük Türkiye Partisi olarak hedefimiz bu zemini gelecek yüzyıllara taşımaktır.

Ancak ülkemizin yaşadığı siyasi çalkantılar, iktidar partisinin birleştirmekten çok ayrıştırmaya yönelik politik tutumu ulu önder Atatürk’ün inşa ettiği tasada ve kıvançta birlik ve beraberlik zeminini tahrip etmektedir.
Bu tahrip edici siyaset şöyle icra edilmektedir;
-Mevcut iktidar kullandığı kutuplaştırıcı söylem ile toplumun ittifak ettiği dayanışma, uzlaşma gibi ortak değerleri tahrip etmekte toplumu iktidar partisine destek verenler ile vermeyenler olarak bölmekte destek vermeyenleri düşmanlaştırmakta onları yaftalamaktadır.

-Türkiye’de din ve vicdan özgürlüğünün teminatı olan Cumhuriyetimizin kurucu değeri Laiklik iktidar tarafından işlevsiz hale getirilmektedir. Hükümet eliyle Diyanet İşleri başkanlığı siyasallaştırılmaktadır.

Yüce değer olarak bu günümüzü ve ahiretimiz düzenleyen İslam dini siyasetin aracı haline dönüştürülmüştür. Hükümet günümüzün gerçekleriyle uyuşmayan politikalarını din üzerinden meşrulaştırmaya çalışması yüce dinimize en büyük zararı vermektedir. Oysaki Mustafa Kemal Atatürk laiklik ilkesi üzerinden devlet ile din işlerini ayırarak devletin din karşısındaki mutlak tarafsızlığını teminat altına almıştı.

-Fiili iktisadi politikalar piyasa mekanizmasının doğal işleyişini engellediği gibi Merkez Bankası gibi siyaseten bağımsız olması gereken düzenleyici kurumlara yapılan müdahale ekonomik krizi derinleştirmekte Türk parasının değeri düşerken yoksullaşma giderek artmaktadır. Artan yoksullaşma siyaset kurumuna olan güvensizliği teşvik etmektedir.

-Ekonomi üretken alanlardan uzaklaşarak rant odaklı spekülatif alanlara yönelmektedir. Bu süreçte toplumun temel ihtiyaçlarını karşılayan tarım ve tarımsal üretici yoksullaşmakta kıt döviz stokları tarım ürünleri ithalatına yönlendirilmektedir.

Gelir dağılımı bozulmakta yüksek gelirli kesimlere doğru gelir transferi yaşanmaktadır. Gelir dağılımının bozulması yoksulluğu kalıcılaştırarak toplumsal barışa darbe vurmaktadır.
-Yargı bağımsızlığının işlevini kaybetmesi Türk toplumunun adalet duygusunu zedelemiştir. Toplumda oluşan yaygın kanaat hukukun güçlüğe işlemediği yönündedir.

Bu kanaat toplumu iktidar partisinden olanlar ve olmayanlar olarak bölmektedir.
-İktidarın toplumun üreten kesimlerine istikrar umudu verememesi, ekonomik alanı düzenleyen yasaların sık değişmesi, girişimcinin önünü görememesi ulusal ekonomiyi çöküşe götürmekte dışardan sermaye gelmediği gibi dışarıya sermaye transferi hızlanmaktadır. Türkiye bu gün itibarıyla dış borcu 4000 Milyar dolar düzeyinde olan, borcu borçla kapatan bir ülke konumundadır.

Dış borcun fazla olması aynı zamanda ülke olarak itibarımızı da sarsmaktadır.
Dış politikada hükümetin sık sık yaptığı söylem değişikliği ve diplomatik nezakete uymayan üslubu ülkemizi güvenilmez ve istikrarsız bir ülke konumuna düşürmüştür.
Büyük Türkiye Partisi olarak diyoruz ki?
-Merkez sağ siyasette konumlanmış bir parti olarak toplumsal kutuplaşmaya son vererek, adımıza yakışır bir şekilde “Büyük Türkiye”yi hep birlikte toplumun yediden yetmişe bütün fertleriyle yeniden kuracağız.

Bize göre vatandaşların kendisini değerli hissettiği, dışlanma duygusu yaşamadığı bir toplum güçlüdür. Hep birlikte güçlü toplumdan “Büyük Türkiye”ye ulaşacağız.

-Parti olarak din ve vicdan özgürlüğünün takipçisi olacağız. Ancak dinin siyasetin aracı olmasına asla müsaade etmeyeceğiz. Dolayısıyla dinin siyasetten arınmasını laiklik ilkesini güçlendirerek gerçekleştireceğiz.
-Merkez sağ gelenekten gelen bir parti olarak girişimcinin, üretimden gelen kazancı meşru gören kesimlerin önünü açacağız.

Ancak bunu serbest piyasa ekonomisinin kuralları ve doğru işleyen hukuk sistemi ile gerçekleştireceğiz. Merkez Bankası gibi serbest piyasayı düzenleyen kurumların siyasetten arındıracağız.

-Mustafa Kemal Atatürk zor şartlarda temel sanayileri kurarak üretim ekonomisi hamlesini başlatmıştı. 1960’lı yıllara kadar ülkemizin ihracat kalemleri arasında tarımsal ürünler ağırlıklı bir konumda idi. Parti olarak Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün izinden giderek üretim ekonomisine döneceğiz. Temel sanayileri yeniden kuracağız.

Ülkemizi tıpkı geçmişte olduğu gibi tarımsal alanda kendi kendine yeter ülkeler düzeyine çıkaracağız.

- Büyük Türkiye Partisi olarak “Büyük Türkiye” yi hep birlikte inşa edeceğiz. Büyük Türkiye Partisi olarak “Büyük Türkiye”yi her Türk vatandaşının kendisini değerli ve onurlu hissettiği yargının siyasetten emir almadığı adalet sistemi içinde inşa edeceğiz. Bunu geçmişte başardık bu günde başaracağız.

Çünkü merkez sağ geleneğe güveniyoruz. Türk toplumunun ferasetine Anadolu irfanına güveniyoruz.

Büyük Türkiye Partisi Ankara İl Başkanlığı kongresinde yeni başkan Ali Gökkan oldu.

Ankara TZOP otelde düzenlenen kongrede bütün oyları alan Ali Gökkan , aslen Şanlıurfalı olup , 9 Eylül Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü mezunudur.
İş insanı Ali Gökkan evli ve 2 çocuk babasıdır.