Antalya’da 1934 yılından beri tarımsal araştırmalar yapan Batı Akdeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü (BATEM)’nün bulunduğunu ve bünyesinde Adana Zirai Mücadele Araştırma Enstitüsü Müdürlüğünde var olan tüm laboratuvarlar ve yetişmiş teknik elemanın olduğuna dikkat çeken Arı, “Kendi bölgesinde çıkan bir sorunun çözümünü Adana’dan beklenmesinin sürecin uzamasına neden olmaktadır. Altyapısı, laboratuvarı ve yeterli teknik elemanları olan kurumlara Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından yetkilendirme yapılarak yerinden çözüme gidilmelidir.” dedi.
“BATEM, TÜRKİYE’NİN EN ÖNEMLİ ARAŞTIRMA KURUMLARINDAN BİRİDİR”
CHP Antalya Milletvekili Cavit Arı, “BATEM, Antalya’da bitkisel üretimin farklı konularında görev yapan 5 araştırma kuruluşunun (Akdeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü, Biyolojik Mücadele Araştırma Enstitüsü, Narenciye Araştırma Enstitüsü, Seracılık Araştırma Enstitüsü ve Bölge Pamuk Araştırma Enstitüsü) değişik zamanlarda birleşmesinden oluşmuştur. Tarım ve Orman Bakanlığı Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğüne bağlı Türkiye’nin önemli araştırma kurumlarından biridir. Müdürlüğü oluşturan kuruluşların bazılarının tarihi Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk yıllarına kadar uzanmaktadır.” dedi.
“TELAFİSİ GÜÇ ZARARLAR OLUŞMAKTADIR”
Zamanında araştırma enstitülerine göre bölgeler belirlenirken Antalya, Adana Biyolojik Mücadele Araştırma Enstitüsü’ne bağlanmıştır diyen Arı, “Zamanla tarım potansiyeli ve ürün çeşitliliği artmış, özellikle Antalya bölgesindeki tropikal meyve yetiştiriciliğine paralel olarak biyolojik mücadele de bir zorunluluk haline gelmiştir. Meyve-sebzede ortaya çıkan hastalık ve zararlıların teşhisi ve zararsız hale getirilmesine yönelik devreye alınacak mücadele yöntemi, kullanılacak ilaçlara ilişkin yazışmalar önce Adana’ya bildirim, Adana’dan gelecek tavsiyenin Antalya’dan bakanlığa bildirimi, bakanlıktan gelecek cevaba göre çiftçiye bilgi verilmesi gibi haftalar, aylar alan bir döngü yaşanmaktadır. Bu arada, çiftçinin ekili-dikili arazide kullanacağı ilaç için tavsiye yazısı geciktiği için telafisi güç zararlar oluşmaktadır, ürün pazara sunulamayacak hale gelmektedir.” diye açıklama yaptı.
“BAKANLIK, ARAŞTIRMA ENSTİTÜLERİNİ BÖLGELERİN İHTİYACINA GÖRE YETKİLENDİRMELİ”
Antalya’da bulunan Batı Akdeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü (BATEM) dururken, Adana’dan çözüm beklemenin mantığı nedir? diye soran Arı, “Hastalık ve zararlılar ile mücadelede halihazırda ürüne göre ruhsatlı ilaç temininde aksamalar yaşanırken, bir de üstüne geçici tavsiye ile kullanılabilecek ilaçlara izin verme süreçlerinde gecikme yaşanmakta, tarım üreticisi mağdur olmaktadır. Tarım Bakanlığı’nın, araştırma enstitülerini, bölgelerin ihtiyacına göre yetkilendirmesi, donatması, eksikse teknik elaman ve uzmanlarla desteklemesi için daha ne beklenmektedir? Madem, tarım bizim geleceğimiz, bölgelerin ihtiyaçlarına göre, pratik, akıllı çözümleri devreye almanın zamanı gelmedi mi? Sebzede meyvede zararlı sinek, böcek görülüyor, bu nedir diye o zararlı numunesi özel tüplerde Adana’ya gönderiliyor orada bakıyorlar bu şu böcektir diye Antalya’ya bildiriliyor.” dedi.
“YERİNDEN ÇÖZÜME GİDİLMELİDİR”
Ankara’da Zirai Mücadele Merkez Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü, Diyarbakır, İzmir ve Adana’da Zirai Araştırma Enstitüsü Müdürlükleri var. Adana Zirai Mücadele Araştırma Enstitüsü 1926 yılında Mersin’de kurulmuş 1931 yılında ilgili laboratuvarlar Adana’ya taşınmıştır. Adana Zirai Mücadele Araştırma Enstitüsü Müdürlüğünün sorumlu olduğu iller; Adana, Antalya, Gaziantep, Hatay, İçel, Kahramanmaraş, Kilis ve Osmaniye illeri ile Bakanlığın uygun göreceği illerdeki tüm zirai mücadele sorunlarını çözümlemekle görevlendirilmiştir açıklaması yapan Arı, “Antalya’da Batı Akdeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü (BATEM) ilimizin köklü enstitüsüdür. 1934 yılından beri tarımsal araştırmalar yapmaktadır. Bünyesinde Adana Zirai Mücadele Araştırma Enstitüsü Müdürlüğünde var olan tüm laboratuvarlar ve yetişmiş teknik elemanlar vardır. Ancak Bakanlık gerekli yetkilendirmeyi yapmadığından bölgede çıkan bir sorunun çözümü Adana’dan beklenmektedir. Günümüzde yerinden çözüm olanağı olan bir konuda sırf yetkilendirme yapılmadığı için çözüm sürecinin uzadığına şahit olunmaktadır. Altyapısı, laboratuvarı ve yeterli teknik elemanları olan kurumlara Bakanlık tarafından yetkilendirme yapılarak yerinden çözüme gidilmelidir.” dedi