Demokrat Parti’nin 14. Olağan Büyük Kongresi Ankara Atatürk Kapalı Spor salonunda gerçekleştirildi. 798 geçerli oyun tamamı ile Genel Başkan Gültekin Uysal yeniden genel başkan seçildi. Özgür birey güçlü toplum/Başka bir Türkiye" sloganıyla gerçekleştirilen kongre için delegeler ve partililer, sabahın erken saatlerinden itibaren kongre salonunu doldurdu…
HABER: SERDAR NALCI
Demokrat Parti 14. Olağan Büyük Kongresi’ne partiler de yoğun katılım sağladı. CHP Genel Sekreteri Selin Sayek Böke, İYİ Parti̇ Grup Başkanı İsmail Tatlıoğlu, İYİ Parti Eğitim Politikaları Başkanı Şenol Sunat, Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcıları Selçuk Özdağ, Feramuz Üstün, DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı İdris Şahin, Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Cafer Güneş, BBP Genel Başkan Yardımcısı Mahir Alay, Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı Hasan Korkmazcan, DSP Genel Başkan Yardımcısı Hasan Erçelebi ve Türk Demokrasi Vakfı Başkanı Salih Uzun kongreye katılan isimler arasında yer aldı...
Büyük kongre salonunda Demokrat Parti’nin 1950 seçimindeki ünlü sloganı ‘Yeter söz milletin’ ifadesinin bulunduğu pankart asılırken, pankartta Celal Bayar’la başlayan DP, AP ve DYP Genel Başkanlarının fotoğrafları yer aldı. Partinin faaliyet raporunun okunmasının ardından Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal alkışlar eşliğinde konuşma yapmak üzere kürsüye geldi. Uysal’a, işaret dili anlatıcısı da eşlik etti. Uysal'ın, “Bir cemre düşüyor bugün” sözleriyle başladığı konuşması şöyle: Bu toprakları yeniden berekete erdirecek bir damla düşüyor. Bir cemre; milletimizin nefes almasına vesile. 76 yıl evvel olduğu gibi bugün memlekete bir cemre düşüyor gönüllerimizden. Demokrasi, adalet ve hürriyet uyanıyor. Öyleyse hoş geldiniz. Uyanışın kurultayına hoş geldiniz. Partimizin 14. Olağan Genel Kurulu’na, Büyük Kongresine hepiniz hoş geldiniz. 76 yıllık bir davanın, insan var olduğundan beri var olan bir mücadelenin, tebaalıktan vatandaşlığa geçmek için verilmiş bir kavganın izahını yapmış, “söz milletin” demiştik. Bugün aynı noktadayız. Korkmuyoruz, yılmıyoruz, yanılmıyoruz; yine ve yeniden “yeter söz milletindir” diyoruz. Daha önce defaatle “demokrasi ekmeğimiz, aşımızdır” dedik. Bugün eminim ki daha anlamlı bir hal beyanıdır bu. Demokrasiyi sandığa hapsederek, sadece oy vermenin demokrasinin temel koşulu olduğunu düşünen, düşünmeye, ifadeye tahammül edemeyen, gücü nispetinde her bir yeni gün yeni bir demokratik tavır alanını talan eden bir iktidarla karşı karşıyayız.
"Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem"in ihdası için mutabakata vardık diyen Uysal “ Söyleyecek sözü biten bir iktidar ve ortakları 12 Şubat’tan bu yana bizim üzerimizden Millete laf yetiştirme telaşına düştü. İmza gününden bu yana da çeşitli iftira kampanyaları ile süreci götürmeye, milletin rızasını imha etmeye çalışıyorlar. Bizi kendinizle karıştırmayın. Biz sıkışınca genel merkezine Atatürk posteri asanlara, Atatürk’ün aklı ile ülkemizi risklerden koruyan antlaşmaları tartışmaya açıp sıkışınca o antlaşmalara sarılanlara benzemeyiz. Gelelim 28 Şubat’a! O masa etrafında, sizin gibi üç günlük zindan mazileri ile kahramanlık destanı anlatan değil, sizin yıllarca ortaklık ettiğiniz FETÖ’nün de desteği ile cereyan eden bir zulmün, 28 Şubat’ın gerçek mağdurları var. Buna karşılık iktidarda ise 28 Şubat’ın çocuğu, ürünü, FETÖ’den miras aldığı hukuksuzluk icat etme kabiliyetiyle teçhiz bir AKP var.
Uysal, " Ankara'nın başına gelmiş en kötü şey, bir eski sabık belediye başkanı var biliyorsunuz. Hala konuşuyor. Cemal Bey kendisine zurna gönderdi. Ankara'nın Moğol istilasından sonra gördüğü en büyük yağma hareketinin mimarı Melih Gökçek, Ankara'da parsellenmedik yer kalmamış. Bizim genel merkezimize göz dikmiş. Gözünüze dursun, dizinize dursun" dedi