Ekonomik anlamda kara bir dönemden geçerken, insanların yüzünü güldüren şeylerin sayısı da gün be gün azalıyor. Televizyon ve dijital mecralarda güldürü programları bir elin parmağını geçmezken, komedi dizisi bulmak neredeyse imkânsız gibi. Sosyal medya platformları, tam da bu noktada insanların mizah arayışına cevap veren nitelikte içeriklerle dolu. Bugün kendine has mizah rengi ile benzerlerinden ayrılan “Aşkın ve Acının Diyarı” isimli Instagram hesabının kurucusu “Emir Tan” ile sizler için bir söyleşi gerçekleştirdik.
Merhaba Emir nasılsın, röportaj teklifimi kabul ettiğin için teşekkür ederim. Herkesin yakından takip ettiği “Aşkın Ve Acının Diyarı” sayfasının admini Emir Tan’ı yakından tanımak isterim. Emir Tan bizlere kendini anlatır mısın?
Merhaba. 3 Mart1992 İstanbul doğumluyum. Balık burcuyum. Yaratıcılığımın biraz burcumdan da geldiğine inanıyorum. Okul hayatımda ise Yahya Kemal Beyatlı Lisesi sayısal bölüm mezunuyum ancak üniversitede “Radyo Televizyon Sinema” okumaya karar verdim. İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesinde Radyo Televizyon Sinema okudum. Yine kendi üniversitemde İletişim Yönetimi bölümünde yüksek lisans yaptım. Eğitimimin şu an yaptığım işte de bana fayda sağladığını düşünüyorum.
Sayfanın tamamen admini sen misin?
Evet, hesabın tek admini benim.
“Oooo Aşkın Ve Acının Kadını Ezra”
“Aşkın Ve Acının Diyarı” sayfanın doğuş hikâyesi nedir?
Oldum olası komik videoları izlemeyi ve arkadaşlarımla paylaşmayı seviyordum. Daha sosyal medya böyle yaygın değilken bile bir şeye güldüğümde telefonuma indirir, okulda arkadaşlarıma izletirdim. Bir gün çok güldüğümüz bir videoyu arıyordum yeniden izlemek için ancak telefonumdan silinmişti. Arkadaşlarıma da sorduğumda hiçbirinde olmadığını öğrendim. Sonra kendi kendime “Ben bari bir Instagram hesabı açayım, çok güldüğümüz şeyleri oraya yükleyeyim. En azından hiçbir zaman kaybolmaz ve telefonumuzda da yer kaplamaz’’ diye düşündüm. Profil oluştur kısmında kullanıcı adı bölümüne geldiğimde ne olsun adı diye düşünürken, arkadaş çevrem bana ilişkilerindeki problemleri anlatırken muhabbetin sonunda, artık o an kimin sorununu dinliyorsam atıyorum arkadaşım Ezra’nın “Oooo aşkın ve acının kadını Ezra” veya ‘’Aşkın ve Acının Diyarı Koray’’ vs diyordum. Genelde günlük sorunları dinlerken çok fazla konuyu küçültüp, mizaha çeviririm. Karşımdakini rahatlatmak adına! Buradan yola çıkarak “Aşkın ve Acının Diyarı” koydum hesabın adını.
Sosyal medyada hangi platformları kullanıyorsun?
Kendime TikTok hesabı da kurdum geçen ay, Twitter profilim de var. Ancak onları şu an tam olarak düzenli kullanıyorum diyemem. Daha keyfi girip, çıkıyorum onlara. Zaten Twitter’ın kendine has kaos bir dünyası var.
“Twitter’a Bakıyorum! Kaos Ve Olumsuz Haberler…”
En sevdiğin sosyal medya platformu hangisi, neden?
Bu biraz moduma göre değişiyor açıkçası. En çok zaman geçirdiğim Instagram çünkü orada eğlenceli bir dünya var ve o dünya gün içinden beni biraz alıp, kafamı dağıtıp keyiflendiriyor. Gündemi takip etmek istediğimde de Twitter’a bakıyorum. Ancak çok fazla vakit geçirmeyi seviyorum diyemem orada. Genellikle kaos ve olumsuz haberler.
Sayfanın bu kadar geniş kitleye ulaşacağını ve dikkat çekeceğini düşünüyor muydun?
Aslında düşünmüyordum. Ancak arkadaş çevrem hep emindi. Ama düşünüyorum eğer o beklenti içinde olsaydım, belki bu şekilde olmazdı. Çünkü takipçi toplama amacından ziyade keyif aldığım bir şeyi yaptığım için takipçim arttı. Hiçbir zaman görev modunda paylaşım yapmıyorum. Kendim eğleniyorum, insanlara da bunun geçtiğine inanıyorum ve mizah anlayışımın benzediği kişilerle birlikte gülüyoruz.
Paylaşımlarını yaptığın insanlar tarafından şikâyet edildin mi? Eğer şikâyet edilirsen tepkin ne olur ve yasal hakların var mı?
Şikâyet edilmekten ziyade, bazen paylaşımdaki ünlü birinin bana mesaj atıp; “paylaşımı silmemi” rica ettiği oluyor. Bir sanatçıyı evlilik programına katılıyormuş gibi hazırladığım çok komik bir videosu vardı ama videonun gerçek sanılmasından endişe ettiği için kendisi, mesaj atıp kaldırmamı rica etmişti ve silmiştim. (Gülüyor) Başka bir ünlüyü de, küs olduğu biri ile görüntülü konuşuyormuş gibi yapmıştım. O da küs olduğu kişi ile gündeme gelmek istemediğini söylemişti. Paylaşımlar konusunda agresif değilim genelde. Sonuçta benim amacım eğlenmek, eğlendirmek. Eğer biri kendi ile ilgili bir durumdan rahatsız oluyorsa onu diretmek zorbalık gibi geliyor bana. O yüzden kibarca rica eden herkesin istediğini yapıyorum.
Farklı bir meslek yapmak yerine neden fenomenliği seçtin?
İnstagram hesabımdan gelir elde etmeden önce, sosyal medya yöneticiliği yapıyordum. Bu yüzden yine kendi işimi yapıyormuşum gibi hissediyorum. Tek farkı; o zamanlar başka birilerinin markalarını yönetirken, şuan kendiminkini yönetiyorum.
“İçeriklerim Başkaları Tarafından Çalınıyor!”
Her işin keyifli taraflarının yanı sıra zorlukları da vardır, sizi en çok zorlayan kısım ne oldu?
Zor olan kısım, içeriklerimin başkaları tarafından çalınması oluyor. Bazı hesaplar, benim saatlerce uğraşıp hazırladığım içerikleri birebir aynı görüntü ve altyazı ile kendi profilinde paylaşıyor. Ne yazık ki herkes de bu durumun farkında olamıyor. İlk başlarda bu duruma daha çok sinirleniyordum, çünkü emek hırsızlığı ancak şuan “Vay be aslında milyonlarca takipçim var, ben bir şey paylaştım mı tüm Instagram’a yayılıyor’’ gibi bir bakış açısıyla bakıyorum. Kötü bir şeyi, internet gücüne çeviriyorum aslında. Bir şeyin yayılmasını istediğimde paylaşmam yeterli gibi geliyor.
Marka iş birlikleri konusunda seçici misin? Kriterlerin neler?
Evet, olabildiğince seçiciyim. Şu an çalıştığım ekip de benimle aynı fikirde. Bu yüzden çok rahat hissediyorum. En önemli kriter “kalite” aslında. İnsanların benim aracılığım ile ulaştığı bir şeye sahip olup, sonra hayal kırıklığı yaşamasını istemem.
“O Mesajları Okurken Mutlu Oluyorum.”
Bu zamana kadar aldığın yorumlarda seni en etkileyen ne oldu?
Hastalık sürecinde olan veya kendini o an mutsuz hisseden herkesin hesabımda gezdikten sonra biraz olsun gülümseyip, gerçeklikten uzaklaşmaları hissini çok seviyorum. Bu tarz mesajları okurken çok mutlu oluyorum.
İnternette (sosyal medyada) ne kadar zaman geçiriyorsun?
Paylaşımlarımı yaptıktan sonra bakmıyorum. Arkadaşlarımın paylaşımlarını takip etmek için 1-2 saat diyebilirim. Ben daha çok bilgisayar başında çalışıyorum. Gün içerisinde 4-5 saatimi alıyor.
“İnsanlar Nefret Ettikleri Kişileri Takip Ediyor”
Sosyal medya sence nereye gidiyor?
Sosyal medyanın bazı yönlerini seviyorum. Örneğin; buradan ekonomisini döndüren insanlar var. Sabah 8 akşam 5 çalışmaya imkânı olmayan ev hanımları, bakmak zorunda olduğu bir yaşlısı, çocuğu olanlar ya da sadece ek gelir elde etmek isteyenler için sosyal medya bulunmaz bir fırsat diyebilirim. Aslında soysal medya hayatımızı her anlamda çok kolaylaştırdı, mesela; birisinin acil kana ihtiyacı olduğunda, bunu kullanmış olduğu profillerde paylaşması veya kedisi, köpeği kaybolan birisinin internette ilan vermesi kısa süre içerisinde olumlu dönüş almasını sağlıyor.
Kötü yönü ise; yalan yanlış bilgi kirliliği! Linçlenerek veya saçmalayarak fenomen olmak isteyenler. Hatta bazen onların kitlesi daha çok oluyor. Neden insanlar nefret ettikleri kişileri takip etmek istiyor anlam veremiyorum.
İnsanlar neden seni takip ediyor?
Gündeme dair olayları komik bir şekilde ele alıyorum. Birlikte eğleniyoruz. Gün içindeki stresli olaylardan uzaklaşıp, birlikte kafa dağıtıyoruz. Sanırım bunun için. Bu soruya en iyi cevabı, beni takip edenler verecektir.
“Telefona Bakmadığı Zamanlarda Ne Yapıyor!”
Fenomen olmasaydın ne yapmak isterdin?
Medya sektörü ile ilgili, yaratıcılığımı kullanabildiğim birçok şeyi yaparken mutlu oluyorum. En önemli şey benim için özgür olmak. Özgür hissettiğimde çok yaratıcı olabiliyorum.
İşin zorlukları ve eğlenceli kısımları neler?
İşin eğlenceli kısmı; benimle aynı fikir yapısına sahip insanlarla eğlenebilmek. Zor kısımları ise; her gün düzenli olarak içerik atmak diyebilirim. Normal bir işte çalıştığınızda izin günleriniz oluyor ve o süreçte kafanız rahat ediyor. Ancak Instagram’da sürekli aktif olmanız gerekiyor. Gün içinde en fazla 2 saat telefonuma bakmadığım oluyor.
“Müge Anlı Benimle Tanışmak İstedi”
Hali hazırda fenomen olanlara veya olmak isteyenlere başarılı olmaları için birkaç tavsiye verebilir misin?
En önemli şeyin, insanın kendisi olması gerektiğini düşünüyorum. Özgün olurlarsa bir şekilde dikkat çekebilirler. Onun dışında insanın kendini bilebilmesi... Ne yazık ki sosyal medyada linçten, kötü yorum yapmaktan keyif alan bir kesim de var. Bazen sebepsiz yere hakarete uğrayabiliyorsunuz. Bunlardan etkilenmemek gerekiyor, eğer sosyal medyada bir şeyler yapmak istiyorlarsa, yoksa psikolojileri kötü etkilenebilir!
Paylaşımlarınla Müge Anlı’nın dikkatini çekmeyi başardın! İlk temas ve tanışma hikâyenizi dinlemek isterim? İletişiminiz devam ediyor mu?
Annemle birlikte kahve içerken Müge Anlı’nın programını izliyoruz.. Kendisini çok seviyorum. Dobra, komik ve akıllı biri. Bir gün Müge Anlı’nın ekibinden Sevcan Çöloğlu bana Instagramdan mesaj attı ve Müge Hamının benimle tanışmak istediğini söyleyip, programa davet etti. Aslında ilk biri beni kandırıyor sandım. Çünkü Sevca’nın İnstagram hesabı kitliydi ve “Müge anlının ekibinden biri bana neden İnstagramdan dm atsın ki” diye düşündüm. Aradan 2 gün geçti, sabah uyanıp hazırlandım ve beni aracın almasını bekledim. Kimse beni almaya gelmezse, yani kandırıldıysam geri yatarım diye düşünüyordum. Sonra hiç beklemediğim bir şekilde gerçekten bir araç geldi ve kanala doğru gitmeye başladım. Bu kez de yayına çıkacağımı hiç düşünmemiştim. Çünkü Müge Anlı’nın programında ciddi olaylar ele alınıyor. Bir sosyal medya fenomeninin, şarkıcının veya oyuncunun programa katıldığını görmemiştim. Program sonunda kuliste tanışacağımızı düşünüyordum ama program başlayınca ekipten bir arkadaş beni çağırdı ve yayına hazırladılar.
O an başımdan aşağı kaynar sular döküldü, çünkü çok heyecanlıydım. Müge Anlı’yı ilk defa görecek olmanın ve tanışmanın heyecanı üstümde vardı. Türkiye’nin en çok izlenen programlarından birine çıkınca, resmen ruhum bedenimden ayrıldı. Hala o anların videolarını izlerken utanıyorum. Müge hanımla konuşuyorum ama o kadar heyecanlıyım ki ne söylediğimi bile bilmiyorum. Müge Anlı’yla tanışmak benim için çok güzel bir andı. Beni sevip, yaptığım videolara gülmesinden çok gurur duymuştum. Malum herkesi kolay kolay zeki bulmayan bir insan...
“O Gerçek Gökçe Kırgız Değil!”
Ayrıca Gökçe Kırgız’la yakın dost olduğunu paylaşımlarında görüyorum. Gökçe Kırgız’ın kalbindeki yeri nedir?
Gökçe Kırgız ile sosyal medya tanıştık. Bir akşam Gökçe’nin “Kıyabilir Miyim” şarkısını paylaşmıştım. İnsanlarda bana mesaj atıp “O gerçek Gökçe Kırgız değil” diye uyarmak istediler. Ben de gelen mesajlara; “Hayır, aslında bu gerçek Gökçe Kırgız” diyip, hikâyem de etiketleyip paylaştım. O şekilde tanışmış olduk. Evlerimiz birbirine yakın olduğu için kolay buluşuyoruz. Gökçe naif, samimi ve komik bir insan. Birlikte çok eğleniyoruz.
90’lar tadında sorular…
Mükemmel mutluluk: Aile ve arkadaşlık ilişlerin iyi ise ve yaptığın işi seviyorsan mutlusundur. Diğer türlü ne kadar para kazanırsa kazansın biri iç huzuru bulamıyor.
En büyük korkunuz nedir: Sevdiklerimden uzak kalmak.
En beğenmediğiniz özelliğiniz hangisi: İnce düşünmek ve bu yüzden insanlardan beklentilerimin yarıda kalması.
Başka insanlarda en beğenmediğiniz özellik hangisi: Egoları, kendi doğrularını dayatmaları, anlayışsızlık.
Şu an hayatta olan ve en çok hayranlık duyduğunuz kişi kim: Atatürk
Hangi durumlarda yalan söylersiniz: Biriyle buluşmak istemediğimde, kırılmaması için bir şey uydururum.
En çok kullandığınız kelime ya da cümle nedir: Boşver ya!
Şimdiye dek en mutlu olduğunuz zaman ve yer neresi: İstanbul 2010 zamanı taksimi çok seviyorum.
Hangi yeteneğe sahip olmak isterdiniz: Kolay dil öğrenebilmek.
Söyleşi: Murat Fırat