İnsanları bir araya getiren, sosyalleşmeyi, dertleşmeyi, eğlenmeyi sağlayan en önemli araçların başında müzik geliyor. “Müzikte ortak bir duygu dili hissetmeniz için ortak bir dile, yazıya, notaya ihtiyacınız bile yoktur” diyen uzmanlar, “Müzik sihirli bir biçimde sizin için bu bağlanmayı kurar” diyerek müziğin bağlayıcı ve bütünleştirici rolüne dikkat çekiyor. Sanatın öznel ve göreceli olduğuna dikkat çeken uzmanlar, aynı melodileri dinleyip çok farklı hikayeler üretebileceğine vurgu yapıyor...
Üsküdar Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Sosyoloji bölümü Dr. Öğretim Üyesi Tuğba Aydın Öztürk, müziğin toplumlar üzerindeki etkilerine ilişkin değerlendirmede bulundu.
Aynı melodilerle farklı hikayeler üretilebilir…
Dr. Öğretim Üyesi Tuğba Aydın Öztürk, “Söz ve müziği pop müzik sanatçısı Tarkan’a ait olan ‘Geççek’ isimli şarkının, son dönemde toplumun tüm farklı kesimleri tarafından ilgi gördü. Bir yanda şarkıyı provakatif bulanlar, bir yanda şarkı sözlerinden umutlananlar, bir de kendini müziğin ritmine kaptırıp eğlenenler var. Çünkü sanat öznel ve göreceli bir kavramdır. Bu sebeple kişiye göre değişir. Aynı melodileri dinleyip çok farklı hikayeler üretebiliriz üzerine. Müzik sanat dalları içinde belki de en görünür ve en kitlesel olanı olduğu için bir anda üzerine dikkatleri çekebilme gibi bir gücü var.” diye konuştu.
Şarkılar ruh halini yansıtıyor
Şarkıların ilgi görmesinde verdiği mesajın önemli bir etken olduğunu kaydeden Dr. Öğretim Üyesi Tuğba Aydın Öztürk, şunları söyledi:
“ ‘Geççek’ şarkısı ismi, toplumun varolan problemlerinin sona ereceği ve bunun da tıpkı diğer sıkıntılar gibi atlatılabileceği mesajını verdiği için bu kadar kısa bir sürede bu kadar popüler olmuştur. Ayrıca Tarkan’ın Türk pop müziğinde en fazla albüm satış rakamına ulaşan müzisyenlerin başında gelmesi ve istikrarlı bir müzik kariyerine sahip olması da şarkıyı daha görünür kılar. 2021’de yürütücüsü olduğum ve Üsküdar Üniversitesi ve Method Research Company tarafından yapılan 2. Dalga Sonrası Türkiye Araştırmasında ‘ruh halinizi yansıtan şarkı nedir?’ sorumuza verilen yanıtlar incelendiğinde Sezen Aksu’nun Geçer şarkısı ve Edip Akbayram’ın Güzel Günler Göreceğiz şarkıları ilk sıralarda yerini alan şarkılardan ikisi olmuştur. Sebep öncelikle pandemi gibi gözükebilir. Fakat bu eğilim politik, ekonomik ya da sosyolojik olarak incelediğinde, toplumun büyük bir kısmı bir dönemin kapanmasını ve yeni bir dönemin gelmesini umut etmektedir.”
Müzik insanları bir araya getiren önemli bir araç
Müziğin ortak bir dil olduğunu ifade eden Dr. Öğretim Üyesi Tuğba Aydın Öztürk, “İnsanlık tarihi boyunca müzik var. İnsanları bir araya getiren, sosyalleşmeyi, dertleşmeyi, eğlenmeyi sağlayan en önemli araçların başında geliyor. Müzikte ortak bir duygu dili hissetmeniz için ortak bir dile, yazıya, notaya ihtiyacınız bile yoktur aslında. Müzik sihirli bir biçimde sizin için bu bağlanmayı kurar. Binlerce yıl öncesinden vurmalı ya da üflemeli çalgıların varlığını bugün etnomuzikologlar tespit edebiliyorlar. Burada sorulması gereken soru şudur; neden hayatımızda müzik var? Müzik insanları duygular etrafında bir araya getirir ve ilk müzisyenlerin şifacı olarak görülmesi de tesadüf değil elbette.” diye konuştu.
Müzik önemli bir motivasyon kaynağı
Sevilen müziklerin sakinleştirici, moral verici, stres giderici bir tarafı olduğunu kaydeden Dr. Öğretim Üyesi Tuğba Aydın Öztürk, “Çünkü müzik modumuza eşlik eder, hatta çoğu zaman belirleyicidir. Ancak burada müziği sosyal ortamından ayrı düşünmememiz gerekiyor. Örneğin bir kutlama esnasında birlikte olmanın motivasyonuyla eğlenceli müzikleri ve dansları tercih edebiliriz. Düğünleri hatırlayın örneğin; çoğu kez normal şartlarda dinlemek aklımıza bile gelmeyecek müziklerle eğlenirken bulabiliriz kendimizi. Ya da spor yaparken tempomuza uygun bir müzik bizi motive eder, hareketlerimizi hızlandırır ve dayanma gücü verir. Duygusal bir acı çektiğimizde o esnada duygularımıza tercüme olacak daha karamsar şarkıları seçebildiğimiz gibi, harekete geçmek istediğimizde daha protest sözlere sahip şarkıları dinlemek isteriz. Tam tersi de söz konusudur. Hem sosyal ortam müziği etkiler hem de müzik sosyal ortamın itici gücü olabilir. Maç öncesinde hep bir ağızdan söylenen marşları ya da Osmanlı döneminde savaşa giden askerlerin mehter ezgilerini hayal edin. Hepsinin harekete geçirici bir tarafı var.” diye konuştu.
Müzik yapmak da bir terapi yöntemidir
Dr. Öğretim Üyesi Tuğba Aydın Öztürk, müziğin içindeki armonik yapı, ritmik yapı, enstrümanların kullanılış şekli ya da şarkı sözlerinin, ruh halimizi olumlu ya da olumsuz olarak etkileme gücüne sahip olduğunu belirterek sözlerini şöyle tamamladı:
“Gündelik hayatın rutinlerinden ve karamsar gerçeklerden bir an olsun bir kaçış imkanı vermesi; müziği rahatlatıcı bir liman haline çeviriyor. Bu arada eklemek isterim ki müzik dinlemek kadar müzik yapmak da yüzyıllardır kullanılan bir terapi yöntemidir. Bunun için profesyonel müzisyen olmaya gerek yoktur ama bir gruba aidiyet önemlidir. Amatör korolar, ritm grupları, akapella gruplarına katılmak da çok rahatlatıcı bir sosyal ortam sağlar. William James; ‘Mutlu olmak için şarkı söylemiyorum. Şarkı söylediğim için mutluyum’, der. Maalesef eğitim sistemimizde müzik de dahil sanat derslerine yeterli önem verilmediği için, bu konu sınıfsal bir meseleye dönüşüyor ve bizleri en kısa yoldan mutlu edebilecek bu hazdan çok uzak kalıyoruz.”