Muharrem İnce Diyarbakır'dan Çok Önemli Mesajlar Verdi
Muharrem İnce Diyarbakır'dan Çok Önemli Mesajlar Verdi
Partisinin Diyarbakır il Başkanlığı 'nın programları kapsamında Diyarbakır'a gelen Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce gündeme dair sıcak açıklamalarda bulundu.
Diyarbakır'da Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti'nde basınla kahvaltı yapan İnce soruları yanıtladı.
Cuma namazını Diyarbakır Ulucami'de kıldıktan sonra esnaf ve pazar yerlerini gezen Muharrem İnce yoğun ilgi ile karşılandı.
İnce, gündemdeki 6 yaşındaki kız çocuğunun cinsel istismarına yönelik iddialarla ilgili şunları kaydetti:
*DOZERLE HEPSİNİ YIKACAĞIZ BÖYLE BİR DÜNYA YOK*
Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce, Memleket Buluşmaları kapsamında Diyarbakır’da yurttaşlarla bir araya geldi. Esnaf ve yurttaşlarla bir araya geldikten sonra Diyarbakır’da basın toplantısı düzenleyerek basın mensuplarıyla buluştu. Cemaatlere ve tarikatlara sert bir şekilde yüklenen İnce; “6 yaşında kız çocuğunu evlendirenler; eğitim veriyorlarmış, bunların yurtları var, kursları var. Dozerle hepsini yıkacağız onların, hepsini. Böyle bir dünya yok. Mağara devrinin insanları bunlar.” dedi.
Resmi nikahlı olmadan dini nikah kıyana ağır hapis cezası verilmesi gerektiğini belirten Muharrem İnce açıklamalarına şöyle devam etti;
Yine toplumumuzu derinden yaralayan hepimizi üzen Diyarbakırlıyı, Trabzonluyu, Edirneliyi, Vanlıyı hepimizi tiksindiren, utandıran Türkiye Cumhuriyeti’nin aleyhinde dışarıda karikatürler çizilen bir olay var; 6 yaşında kız çocuğunun evlendirilmesi. Hepimiz utanmalıyız bundan. Böyle bir iğrençlik, böyle bir adilik, böyle bir insanlık dışı olay olamaz. 6 yaşında çocuklar daha konuşmasını tam tamamlayamıyor, eksik cümleler kuruyor. Burada çok net kökünden çözebiliriz bunu; resmi nikahlı olmayana dini nikah kıyana, ağır hapis cezası vereceksin. Bu kadar basit. Fazla uzatmaya gerek yok. Hangi imam kıymış bu nikahı, atacaksın hapse. Atacaksın hapse başka çare yok. Hangi polis, hangi savcı bunu görmezden gelmiş, hangi doktor bunu görmezden gelmişse tıkacaksın hapse. Ağır hapis cezası. Bu nikahı kim kıymış? Resmi nikah olmadan dini nikah kıyılmaz, nokta. Ağır hapis cezasını da koyacaksın, nasıl çözülür hep birlikte görürüz. Ama eveleyip geveleyerek, aman cemaatlerden oy kaybederiz korkusu ile hareket eden siyasetçilerle bu iş çözülmez. Memleket Partisi olarak milletimize teklifimizdir; resmi nikahı olmayana dini nikah kıyanlar, kıydıranlar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu kadar basit, çok netiz bu konuda. 6 yaşında kız çocuğunu evlendirenler; eğitim veriyorlarmış, bunların yurtları var, kursları var. Dozerle hepsini yıkacağız onların, hepsini. Böyle bir dünya yok. Mağara devrinin insanları bunlar. 2022 yılındayız, mağara devrinde yok bu tür insanlar. Bunlar yaratık, insan minsan değil.
*FİYATLARIN ARTIŞ HIZI DÜŞECEK FİYATLAR DÜŞMEYECEK*
Bugünlerde Türkiye’nin her yerinde bir tartışmadır gidiyor; asgari ücret ne olacak, diye. Eksik tartışılıyor bence. Birincisi; tamam asgari ücreti tartışalım ama emeklileri unutmayalım. Asgari ücretin çok altında maaş alan emekliler var. Bu konudaki tartışmayı emeklilerle birlikte yapmalıyız, asgari ücret tartışmasını. Erdoğan kendisine “Ekonomistim ben.” diyor. Kendisine ekonomist demesinde sorun yok da kendisini ekonomi zannetmesinde bir sorun var. Çünkü uygulamaları bilime aykırı, çağdaşlığa aykırı, ekonomiye aykırı. Teolojik yaklaşımlarla ekonomi yönetilemez. Enflasyonun boynunu kırdık, diyor dünkü açıklaması böyle. Enflasyon düşecek, bunu biz de görüyoruz. Ama pahalılık düşmeyecek. Yani fiyatların artış hızı düşecek, fiyatlar düşmeyecek. Artışın artışında düşme olacak. Fiyat yüzde 15 artıyorsa yüzde 8 artacak. Azalışa geçmeyecek, pahalılık sona ermeyecek. Bu konudaki beklentileri boşa çıkacak herkesin. Suçlu olarak marketleri gösteriyor. 2 yıldır 2,5 yıldır bağırıyoruz; bak marketlerle olaya girme. Sorun sadece marketlerde değil, biz Memleket Partisi olarak marketlerin avukatı değiliz. Ama sorunu sadece marketlerin üstüne yükleyip, stokçular deyip ya da muhalefetin yaptığı gibi marketlere mektup yazarak sorun çözülmez. Sorun üretimde; tarlada, merada, serada. Üretilmiyorsa o ürün pahalı olur. Otoyol pahalıysa, köprü pahalıysa, mazot, ilaç pahalıysa domates de peynir de pahalı olacaktır. Kaçınılmaz bu.
Değerli arkadaşlar; Türkiye’de gıda enflasyonu yüzde 102. Avrupa Birliği ortalaması 17,3. Almanya 19,2. İngiltere 16,4. Fransa 12,9. ABD 12,4. Türkiye 102,55. Bunlardan 7-8 kat daha fazla bir gıda enflasyonu var Türkiye’de. Buna; dünyada bir kriz var bu krizin etkisi var, pandeminin etkisi var, Rusya-Ukrayna savaşının etkisi var, döviz artışlarının etkisi var diyerek bu işin içinden çıkamayız. Almanya’dakinin, Avrupa Birliği’ndekinin, İngiltere’dekinin 8 katı fazla gıda enflasyonu varsa; pandeminin etkisi İngiltere’ye yok mu? Ukrayna-Rusya savaşının gıda enflasyonuna etkisi Almanya’ya yok mu? Hepsinden 7-8 kat daha fazlaysak biz burada bir etki daha var bizde; Erdoğan’ın beceriksizliği etkisi. Bu farkımız da Erdoğan’ın beceriksizliği etkisidir.
*8 EYLÜL 1999’DA EMEKLİLİK ŞARTI NEYSE BUGÜN AYNISI OLMALIDIR*
Çalışanların milli gelirden aldığı pay sürekli düşüyor. Yüzde 29,5’ti geçen sene, bu sene 26,3 oldu. Çalışanlar yoksullaşıyor. Bugünlerde yine EYT’lileri kandırma peşindeler. 2019’da seçimi kaybetmek pahasına “yapamam” demişti, sonra “yapacağız” dediler, dün yine kıvırmaya başladılar. EYT’liler konusunda söylenecek bir tane söz var kısa, öz, net; 8 Eylül 1999 tarihinde emeklilik şartı neyse bugün aynısı olmalıdır. Hak kaybı yaşanmaması istiyorsa, 8 Eylül 1999 tarihinde emeklilik şartlarına yeniden geri dönmektir.
*SEÇMENLERİ İNCELEYELİM SANDIK BAŞLARINI KONUŞALIM*
Değerli arkadaşlarım bir başka konu, önümüzdeki seçimde cumhurbaşkanı adayı kim olacak sorusundan daha önemli iki soru var. Bir; hangi seçmen oy kullanacak? 60 milyon seçmenin kaçı yabancı, kaçı Suriyeli, kaçı sahte, kaçı ölmüş? Önce bu seçmen listeleri, önce kimler oy kullanacak? Bu konuda tekrar bütün muhalefet partilerine davette bulunuyorum; ortak çalışalım bu konuda. Seçmen listelerini inceleyelim. 200 bin sandık olacak yaklaşık, paylaştıralım bunları; Diyarbakır’da Bağlar’da 3 numaralı sandık Memleket Partisi’nindir. Kim bu bakacak kişi? En az 2-3 kişi buraya koyalım. Ama bu konuda ne yazık ki parlamentoda temsil edilen partilerden tek ses çıkmıyor. Hallettik biz, diyorlar ama halletmediler eminim halletmediklerine. Benim seçimimde halletmemişlerdi. 12 bin 843 sandığa yani yaklaşık 4 milyon oyun olduğu sandığa tek gözlemci koymamışlar. Eminim şu anda Diyarbakır’da sandıklarının başına koyacak adamları yok. Adımın Muharrem olduğu kadar eminim. Yine iktidarın insafına bırakacaklar sandıkları. Bir; seçmenleri inceleyelim, iki; sandık başlarını konuşalım. Bunu tekrar milletimizin gündemine sokuyorum.
*BÜTÜN MUHALEFETİ EKREM İMAMOĞLU'NA SAHİP ÇIKMAYA DAVET EDİYORUM*
Bir başka konu; Sayın Ekrem İmamoğlu’nun bir davası var YSK ile ilgili. Siyasi yasak getirilmek isteniyor, benim de var böyle davalarım iki tane de benim var. Bütün muhalefeti Ekrem İmamoğlu’na sahip çıkmaya davet ediyorum. İstanbul Belediye Başkanlığını almış yıllar sonra, herkes o adliyeye gitmelidir. Memleket Partisi’nin İstanbul örgütüne de sesleniyorum; siz de orada olun, destek olun. Bütün muhalefet destek olmalıdır. Ona siyasi yasak, bunu hapse atalım, onu kenara bırakalım… Muhalefet böyle serbest kalırsa yekvücut olmazsa bu sorunu çözemeyiz. Teker teker hepimizi avlarlar. Onun için bu konuda CHP’yi de Ekrem İmamoğlu’na sahip çıkmaya davet ediyorum. Bu mesajım da ilgili yerlere gidecektir herhalde.
*660 MİLYAR AÇIĞI VAR BÜTÇENİN*
Şimdi gelelim bu iktidar ve karşısındaki altılı masa. Bu iktidardan kurtulmalıyız, birinci cümlem bu. Düşünün 2023’ün bütçesi tartışılıyor şimdi 4,5 trilyon gideri var bütçenin, 3,8 trilyon geliri var. 660 milyar açığı var bütçenin, daha başlarken bismillah demeden. 2018’de Erdoğan cumhurbaşkanı olduğunda dolar 4,6 liraydı, şimdi 18,60 lira. Mazot 5 liraydı, bugün 23 lira. CDS’ler, kredi risk primleri 300’dü, şimdi 500’ün üstünde. Bütçe açığı 72 milyardı, şimdi 659 milyar. Merkez Bankası rezervleri artı 30 milyar dolardı swap hariç, bugün eksi 60 milyar dolar. Bu Erdoğan tek adamlığında 4-4,5 senede memleketi batırmış. Yargısını çökertmiş, eğitimini çökertmiş, tarımını çökertmiş, sokaklarını mülteci sığınmacı doldurmuş. Bitmiş, sicili kötü.
*2010’DA YARGIYI FETÖ’YE TESLİM EDERKEN NE YAPTINIZ*
Peki altılı masaya bakıyorum, sicillerine bakıyorum. Dokunulmazlıklara evet diyen var, ben hayır dedim. Altılı masanın demokrasi siciline bakıyorum, dokunulmazlıklara evet diyen var. 2010 ve 2017 referandumunda evet diyen var, çalışan var. AKP’nin kuruluşunda görev alan var. Bir de bunların karşısında Muharrem İnce var. Muharrem İnce AKP ile 20 yıldır mücadele etmiş. 2010 referandumunda geçmemesi için Türkiye’yi dolaşmış. 2017 referandumunda geçmemesi için bütün Türkiye’de mitingler yapmış. Dokunulmazlıklar konusunda hayır vermiş. Benim bir tane demokrasi sicilimde kırık yok. Bunların hepsinin sicili bozuk. Erdoğan’ın da sicili bozuk, altılı masanın da sicili bozuk. 2019’a kadar AKP’de görev yapmış, şimdi beni bölücü olmakla suçluyor. Gidin oradan işinize bakın siz. 17 sene AKP’ye hizmet etmişsiniz, kendi koltuğunuz gidince ayrılmışsınız, bana demokrasi dersi veriyorsunuz. Hadi oradan, işinize bakın. Kimsiniz siz? 2010’da yargıyı FETÖ’ye teslim ederken ne yaptınız? Babacan sana soruyorum; 2010’da yargı FETÖ’ye teslim edilirken niye evet oyu verin? Kılıçdaroğlu sana sesleniyorum; dokunulmazlıkların kaldırılmasına neden evet dedin? Davutoğlu sana sesleniyorum; 2017 referandumunda tek adam anayasasına neden evet oyu verdin? Meral Akşener sana sesleniyorum; AKP’nin kuruluşunda görev aldın mı? Temel Karamollaoğlu, sana bir şey demiyorum zaten Tayyip Erdoğan’ın ustası sensin. Onun için Memleket Partisi ve onun genel başkanının demokrasi sicili tertemizdir, pırıl pırıldır. Ne bu iktidardan ne bu altılı masadan alacağımız bir demokrasi dersi yoktur. Biz ilkeli, duruşu olan ve omurgalı siyaset yapan bir partiyiz.
Gazetecilerin sorularını cevaplayan İnce; *
Başkent Postası Medya Grubu adına sorular soran Gazeteci Murat Genç :
***Gazeteci Murat Genç (1) : Sayın Başkan Kayyum yönetimi hakkında düşünceleriniz nelerdir?
Genel Başkan Muharrem İnce : “Bir belediye başkanını, bakan görevden alabilir. Bunda hiçbir sakınca görmüyorum. Bir yolsuzluk olmuştur, bir şey olmuştur, böyle bir anayasal hak vardır. Hiçbir itirazım yok. Ama yerine nasıl seçileceği de önemlidir. Nasıl seçilecek? Belediye Meclisi’nin içinden seçer. Burada seçim de yaptırmıyor, bir kere burası doğru değil. Görevden alabilirsin ama Belediye Meclis üyelerine seçim yaptırmalısın. Bunu yaptırmıyorsun. Ne zaman yaptırıyorsun? AKP’nin çoğunluğu varsa yaptırıyorsun. AKP’nin çoğunluğu yoksa seçim yaptırmıyorsun, dışarıdan bir atama geliyor. Bir kere bu kısım yanlış, sondan başlıyor. Ben kayyum olayına öteden beri karşı oldum hep. Şundan dolayı; millet iradesi tecelli etmiş. Millet sandığa gitmiş, bir belediye başkanı seçmiş. Eğer belediye başkanı yolsuzluğa bulaştıysa, başka yanlış işler yaptıysa; görevden al, belediye meclisine seçim yaptır. Bunu yaptırmıyorsan demokrat davranmıyorsun demektir.” dedi”
***2. Gazeteci Murat Genç (2) : Diyarbakır'daki en son seçimlerde Yüzde 60 ın üzerinde HDP , Yüzde 30 unu Ak Parti ve Yüzde 1.8 ini ise şuan sandıklarıma sahip çıkmadılar dediğiniz CHP aldı. Eski bir CHP'li olan Sayın Muharrem İnce'ye Diyarbakırlılar neden oy versin?
Genel Başkan Muharrem İnce : Diyarbakırlıları AK Parti ile HDP arasında sıkıştırmıyorum. Gel diyorum bu marjinallerle bu iş olmaz. Bölücülerle de olmaz, Kürtleri yok sayanlarla da olmaz. Makul çoğunluk burada duruyor. Ben bu makul çoğunlukla iş yapmak istiyorum. Ben burada neyi söylüyorsam, Hakkari’de onu söylüyorum. Edirne’de de onu söylüyorum. O yüzden ben Diyarbakırlı olsam oyumu Muharrem İnce'ye veririm.” şeklinde cevapladı.
***Gazeteci Murat Genç (3) HDP binası önündeki annelerimiz Haziran ayı içerisinde ziyaret etmediğiniz için sitem etmişti. Programınızda varmı ?
Genel Başkan Muharrem İnce: Herhangi bir sorun yok. Arkadaslarımızın programlarına göre ziyaret ederiz tabiki. Herhangi bir sorun yok tabiki. Yalnız ben siyasi şov peşinde de değilim.
*** Gazeteci Murat Genç (4) Amedspor , Diyarbakırspor ve Diyarbekirspor gibi spor klupleri deplasmanlarda büyük sorun yaşıyor. Deplasman maçlarında otobüslerinin camları kırılıyor , deplasmanda taraftar yasakları konuluyor. Bu konu hakkında neler söylemek istersiniz ?
Genel Başkan Muharrem İnce : "Bu olayları şiddetle kınıyorum. Gerekirse seçim otobüsümüzü Diyarbakırspor takımlarının otobüsünün önünde süreriz. Gerekirse Diyarbakırspor takım otobüsüne bende binerim. Muğlaspor'un otobüsüde Diyarbakırspor otobüsüde 780bin km2 'nin her tarafında gönül rahatlığıyla gezmelidir. Otobüslere zarar verenler , yanlış işlere karışanlar tespit edilmelidir. Hukukun önünde cezalandırılmalıdır " dedi.
* Başka bir gazetecinin "Muhalefetin bir aday etrafında kenetlenmesi, seçimi birinci turda kazanması konusunda ne düşünüyorsunuz" Sorusuna;
“Tek aday doğru değildir matematik bilen birisi olarak söylüyorum, katılımı düşürür. 2014’te Sayın Ekmeleddin İhsanoğlu aday olduğunda katılım yüzde 74’tü. 2018’de Muharrem İnce, Meral Akşener, Selahattin Demirtaş, Temel Karamollaoğlu 4 aday 5 aday olduğunda katılım yüzde 86’dır. Çoklu aday her zaman katılımı yükseltir. Ama ne olmalıdır; ikinci turda desteklemek şartı ile. Çünkü bu iki turlu bir seçim. Bu konuda hata yapmayalım. Beni de taca atmayın Memleket Partisi’nin üyeleri beni seçerse ben olacağım zaten.” dedi.
*Bir diğer gazetecinin İstismar edilen çocuğun ailesinin bir açıklaması var, eklemek istediğiniz bir şey var mıdır?* Sorusuna;
“Ses kayıtları da var, ben ses kayıtlarına bakarım. Ben savcı değilim dosya da benim elimde değil. Böyle bir olay varsa yeri göğü inletiriz. Savcıları göreve davet ediyorum, baksınlar. Arkadaş, bu iddia doğru bir kere buradan başlayalım, benim gördüğüm kadarıyla. Bu bir ilk değil ki zaten bu memlekette. 8 yaşında, 10 yaşında, 11 yaşında çocuk gelinlerin olduğunu bilmiyor muyuz? Diyarbakır’da da var, Yalova’da da var, Rize’de de var, var bu. Savunmaya geçmesin kimse. Tarikat-cemaat beni ilgilendirmiyor, Türk-Kürt hiç umrumda değil. 6-7 yaşındaki bir çocuğu evlendir; töremiz böyle. Törene mörene başlarım senin! Yok böyle bir şey. Böyle bir dünya yok herkes haddini bilecek. Ailenin değildir o çocuklar, hepimizindir. Bunun savunulacak bir tarafı yok. Oymuş, istemiyorum onların oyunu ben ya. Ne oyu ya? 6 yaşındaki çocuğu evlendirecek adamın oyunu istemiyorum ben ya. Ona nikah kıyan imamın da oyunu istemiyorum. Onu kapatan savcının da oyunu istemiyorum. Ona şahitlik yapan komşunun da oyunu istemiyorum. Hayvan gibi bir şey bunlar, hayvana yazık ya. Bu konuların sütüne gitmemiz lazım. Gazeteciler, politikacılar, bizler, hepimiz.” dedi.