Özbekistan Siyasi Mahkumlarla Yeniden Gündemde

Köklü Değişim Medya 

Özbekistan, İslam’a Düşmanlıkta Kerimov’un Kaldığı Yerden Devam Ediyor


Özbekistan güvenlik güçleri, cebir ve şiddetten uzak bir şekilde İslam’a davet çalışmaları yürüten ve 20 yıl cezaevi zulmünün ardından serbest bırakılan 23 Hizb-ut Tahrir üyesini yeniden tutukladı.

Bahse konu Müslümanlar, önceki Özbekistan Devlet Başkanı Kerimov döneminde yargılandıkları ve 1999-2000 yıllarından bu yana yaklaşık 20 yıl hapiste işkence uygulanarak yattıkları aynı suçlamalarla yargılanmalarına başlandı.

Yeni Devlet Başkanı Mirziyoyev’in yıllardır dillendirdiği ve tutuklulara yönelik işkence ve şiddet karşıtı olduğu, düşünce ve inanç özgürlüğünü yerleştirme, keyfi tutuklamalarla mücadele yolunda ilerlediği iddialarının gerçeklikle bir alakası olmadığını ortaya koyan gelişmeler, Özbek rejiminin İslam’a ve Müslümanlara düşmanlıkta bir değişime uğramadığını gösteriyor.

Hizb-ut Tahrir’den yapılan açıklamada, “Özbek rejiminin son zamanlardaki tutumu, İslam’a ve İslam’a davet eden herkese düşmanlık etme, daha önce selefi mücrim Kerimov’un yaptığı gibi Hizb-ut Tahrir gençlerini aynı baskıcı ve acımasız yollarla kovuşturma konusunda ölü Kerimov’un izinden gittiğini gösteriyor” ifadesiyle tepki gösterildi.

Tecavüzler Tehdit ve İşkence

Tutuklanan üyelerinin keyfi olarak, barbarca ve acımasızca tutuklanıp, ağır işkencelere maruz kaldığını, uydurma suçlamaları itiraf etmeye zorladıklarını ifade eden açıklamada ayrıca şu işkencelerin yapıldığı yer aldı:

“Gençlerin başlarına çuval geçirip sert baskı uyguladılar. Gençlerden birinin eşini içişleri bakanlığına getirip tecavüz etme tehdidiyle genci önceden hazırlanan itirafı imzalamaya zorladılar. İtirafı imzalamaya zorlamak için bir diğer genci de yurtdışında okuyan oğlunu büyükelçilik aracılığıyla Özbekistan’a getirmekle tehdit ettiler. Bir başka genci de oğlunu İçişleri Bakanlığı’na getirmekle, bir başka genci de elektrikli işkenceyle tehdit ettiler. Ayrıca Taşkent, Andican, Hokand, Karşı ve Semerkant bölgelerinde de 16 yeni genç tutuklandı, Taşkent’e getirilip şiddet ve terörizm suçlamalarıyla sorgulanmaya başlandılar.”

Hizb-ut Tahrir’in 1953’te kurulduğu günden bu yana daha önce hiçbir zaman şiddet ve terör uygulamadığının hatırlatıldığı açıklamada, İslami hayatı yeniden başlatma metodunun da bu şekilde olduğu ifade edildi.

Mirziyoyev’in, ölü Kerimov’un izinden gidip baskı, tutuklama ve işkenceye geri dönmesinin, Rusya ve Amerika’daki sömürgeci liderlerin istek ve politikalarının bir uygulaması olduğuna dikkat çekilen açıklamaya şöyle devam edildi:

“Yöneticilerimiz her zaman olduğu gibi karar alma hakkına sahip değillerdir. Onlar, sadece sömürgeciliğin ajan ve uşaklarıdır.

Hizb-ut Tahrir olarak biz, Mirziyoyev rejimini, Kerimov rejiminin İslam ve İslam davasını yüklenenlere karşı uyguladığı baskı ve vahşete geri dönmemesi konusunda uyarıyoruz. Zira bu, suçluların yoludur, kendisine hiçbir fayda sağlamayacak, aksine sadece ümmetin ona karşı öfkesini artıracak ve kendi sonunu hızlandıracaktır. Çünkü İslam ümmeti, sömürgecilikten kurtulacağı, anayasa, yasa ve hayat sistemi olarak Rabbinin Şeriatına döneceği günü dört gözle bekliyor. Bugün ümmet, amacını ve umudunu gerçekleştirmeye her zamankinden daha yakın. Bu yüzden Mirziyoyev, gençlerimizi gecikmeksizin derhal serbest bırakmalı, daveti yüklenenleri kovuşturmaktan ve İslam projesine düşmanlık etmekten vazgeçmeli ve öncekilerden ibret almalıdır. Bütün kafir milleti bir araya gelse bile, akıbet muttakiler içindir. Allah, bir süre sonra bile olsa, dinine mutlaka yardım edecektir.”