TÜRKİYE’DE GAYRİMENKUL SEKTÖRÜNÜN GELECEĞİ (1)
“İnsanların güvenini kaybetmektense, para kaybetmeyi tercih ederim.” Küresel piyasalarda 1990’lardan sonra odak konusu haline gelen “İtibar” kavramı, Robert Bosch’a atfedilen bu reklam cümlesi ile birlikte artık şüphesiz çok daha fazla anlam ifade etmeye başladı.
Emlak, taşınmaz kelimeleri ile eş anlamlı olan gayrimenkul sözcüğü hali ile insanlık tarihi kadar eskidir. Wikipedi’deki tanımına göz attığımızda; gayrimenkul, arazi ve arazi üzerinde su kaynakları, ağaç, mineral, bina, ev, çit, köprü gibi insan eliyle yapılmış ve/veya doğada kendisi var olan arazi üzerinde yer alan daimi eklentilerini kapsamaktadır. Gayrimenkul,mali değere sahip varlıklardan olsa da diğer mali varlıklardan ayrıldığı husus taşınmaz olması ve araziye bağlılıktan ileri gelmektedir.
Gayrimenkul kavramı, taşınması ve nakli mümkün olmayan tüm varlıklardır. Buna karşılık, emlâk kavramı, bu gayrimenkullerden sadece, üzerinde tasarruf edilebilenlere verilen addır. Meselâ tüneller gayrimenkul olmasına rağmen, emlâk sayılmazlar. Gelir getirmeyen köprüler de emlak sayılmazlar.
Şimdi bu genel tanımlardan sonra, Türkiye’de 1950’lerden sonra özellikle artan konut ihtiyacına göre, hukuki alt yapısının hazırlanması ile birlikte gelişim gösteren bu sektörün hayatımız içerisindeki sosyal ve iktisadi güncel durumuna bakmaya çalışalım.
Devlet, gerçekte ne kadar vergi kaybına uğruyor?
“Gayrimenkul sektöründe kayıt dışı çalışanların olması da, sektör içerisindeki rekabet ortamını kayıtlı ve resmi çalışanların aleyhine bozmaktadır. Bu durum sektörün geleceği açısından ciddi sıkıntılar doğuracak, kayıtlı mükellefleri de kayıt dışına doğru itecektir. Sektörde emlakçı, komisyoncu, müteahhit, yap-satçı vb. adlarla çalışanlar denetim yetersizliğinden ve mevzuattaki eksikliklerden yararlanarak faaliyetlerini kayıt dışı olarak sürdürmekte, sektördeki rekabeti etkiledikleri gibi büyük miktarlarda vergi kaybına sebep olmaktadırlar.”
Durum tam da buyken yapılan yasal düzenlemeler, devletin vergi kaybını azaltmak yerine neden daha fazla artırıyor? Kalıcı çözümlerin üretilmesi elbette, sektörde bu işi ahlaki değerlere bağlı olarak yapanlar açısından da itici bir motivasyon aracı olarak kendini göstermesini beklemekteyiz.
Devletin vergi kayıp kaçakları dışında, bu sektörde bulunan, kendisini “Yılların Emlakçısı” olarak tanıtıp, insanların ve kamunun kendilerine olan iyi niyetlerini kötüye kullanarak adeta “Tokatçılık!” yapan belli başlı figürlerin, piyasadaki gayrimenkul alış satış fiyatlarını kendi açgözlülükleri lehine manüpüle ettiklerini söylemeden geçmek de pek mümkün görünmüyor. Bu kişilerin pek tabiî ki itibar görmeleri, düşük finansal güce sahip gayrimenkul alıcılarının kiralama ve alımlarını ciddi anlamda baltaladığını, suni bir fiyat yükselmesine neden olarak, sosyo-ekonomik sorunlar çıkarttığını belirtmek gerekiyor.
Son olarak okuyucularımızı bir konuda özellikle ikaz etmek istiyorum. Lütfen bu sektörde olduğunu söyleyerek, “Devletten ucuza arsa alıyorum, bir iki güne satacağım, sen de kazanmak istiyorsan 100.000 ₺ veya 1.000.000 ₺ gibi bir para ver bana, iki gün sonra % 40 gibi bir kârla paranı geri vereceğim. Yalnız lütfen kimsenin haberi olmasın!” diyerek sizden para talep edenleri lütfen MASAK, adli veya idari makamlara bildirin. Daha sonrasında da bu parayı hiçbir şekilde alamayacağınızı ve çok üst düzey profesyonel, çalmanın ve hırsızlığın kitaplarını yazacak derecede ehil olan bu kişilere alın terinizi kaptıracağınızı lütfen unutmayarak, en kısa sürede şikayetçi olmayı unutmayın. Bu konu ile ilgili olarak son dönemlerde, “KOLAY PARA” vaadi ile bir çok sektörde olduğu gibi bu sektörde de okuyucuların affına sığınarak kullanıyorum “ÇAKALLAR”ın olduğunu hiçbir zaman akıllarından çıkarmamalarını istiyorum.
Bir yatırım aracı olarak gayrimenkulü düşünüyorsanız, bu işi bir meslek olarak yapan resmi gayrimenkul danışmanları ile çalışmayı da lütfen unutmayınız.
Hoşçakalın, sağlıcakla kalın …
PROFESYONEL GAYRİMENKUL DANIŞMANI
AZİZE ÖZDEN GİRMEÇ
*aşağıdaki karekodu okutarak Azize Girmeç’i resmi sosyal medya hesabından takip edebilirsiniz…