“Büyük Önderimiz Atatürk’ün kadınların toplumsal yaşamda eşit hak ve yetkilerle donatılmasındaki rolünün ne kadar büyük olduğunu bugünlerde derinden hissediyoruz. Cumhuriyet’in ilk yıllarında aile içine hapsedilen kadın, erkeklerle eşit yetki ve sorumluluk alabilen ve toplumsal yaşamın her alanında dimdik ayakta durabilen kadın statüsüne kavuşturulmuş; tek eşle evlilik, boşanmada eşit hak ve yetkiler, boşanmanın mahkeme kararıyla gerçekleştirilmesi gibi medeni haklar, çalışma yaşamında özgürlük, eşit işe eşit ücret gibi ekonomik haklar, seçme ve seçilme hakkı gibi siyasi haklar, Avrupa’daki çoğu ülkeden önce ülkemizde kadınlara tanınmıştır. Cumhuriyet’in 100. yılını kutlayacağımız bu günlerde maalesef kadın hakları açısından başlangıçta hızla ilerlediğimiz yollarda durakladığımız hatta geriye doğru gittiğimiz de ortadadır. Kadına yönelik şiddet, cinsel istismar, kadının aile ve toplum içindeki statüsünün gittikçe zayıflamasına neden olduğu gibi aydınlık ve çağdaş Türkiye amacımızı da zedelemektedir. Bu nedenle hep birlikte toplumun olmazsa olmazı kadınlarımız için koruma sağlayan, yürürlükteki kanunları ve uluslararası sözleşmeleri uygulamamız ve uygulanması aşamasında gereken hassasiyeti göstermemiz, bu amaca yönelik doğru adımlar olacaktır. Toplumsal dayanışmanın en güzel örneklerini gösteren Türkiye’ye yakışan budur.”
