Prof. Dr. Nevzat Tarhan, 19 Mayıs Atatürk’ü anma Gençlik ve Spor Bayramı vesilesiyle gençlere yönelik önemli mesajlar verdi. 19 Mayıs’ın gençlere armağan edilmesinin ciddi bir vizyon göstergesi olduğunu kaydeden Tarhan, toplumsal ideallere sahip olmanın önemine dikkat çekti. Gençler sadece kendileri için çalışmamalı diyen Tarhan, “Genç arkadaşlarımın kişisel değil, yaşadığı toplumlarla ilgili idealleri olsun. Bir insanın çabası gayreti ne ise, kapasitesi ve gücü odur. Gücü, gayreti, çabası eğer yaşadığı toplumsa, insanlıksa o derece büyük işler yapar. Asıl ideal sağlam bir nesil yetiştirmek olmalıdır. Binalar yapmak yerine sağlam nesil yetiştirmeye odaklanmamız gerekiyor.” dedi. Zihni, menzili korumak değil, geliştirmek için çalıştırılmalı diyen Tarhan, vizyon olabilecek şeyi hayal etmeden yapabileceklere odaklananların ikinci adam olacağını da söyledi. 

 

Yeniliği yakalayabilme ve geleceği inşa edebilme kapasitesi olan gençlerin yeni bir vizyonla hayata bakmalarını sağlamanın çok önemli olduğunu belirten Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Gençliğe bu bayramın armağan edilmesi Atatürk’ü Anma ve Gençlik Bayramı olarak anılması aslında ciddi bir vizyonun göstergesidir. ‘Gençliği iyi, doğru, güzele yönlendiren toplum geleceğini iyi, doğru, güzele yönlendirmiştir’ diye bir söz vardır. Asıl ideal sağlam bir nesil yetiştirmektir.” dedi.  

 

Zihnimizi menzili korumaya değil, menzili geliştirmeye yönelik çalıştırmamız gerekiyor…

 

Kuşaklar arasında çatışmaların geçmişte Mısır papirüslerinde, Hitit tabletlerinde hep var olduğuna işaret eden Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Bu normaldir ama statükocu olanlar bunu anlayamıyorlar. Belli bir kuşakta da statükocu olmayanlar gençliği daha iyi anlıyorlar, daha iyi örnek olup yönlendirebiliyorlar.” dedi. Tarhan sözlerini şöyle sürdürdü: “Mesela Hz. Ali’nin bir sözü vardır, ‘çocuklarınızı yaşadığınız çağa göre değil, onların yaşayacağı çağa göre yetiştirin.’ Müthiş bir öngörüdür.  Çocukları bu şekilde yetiştirmemiz ve kendimizi buna hazırlamamız gerekiyor. İnsanoğlu konforunu bozmamak için alıştığından ayrılmıyor. Eğer kendini başarılı, yeterli görüyorsa, devamlı menzili korumaya yönelik zihnini çalıştırıyor. Hâlbuki akıl çağında yaşıyoruz, böyle bir zamanda zihnimizi menzili korumaya değil, menzili geliştirmeye yönelik çalıştırmamız gerekiyor. Statükocu kişilikler bir müddet sonra anakronik dediğimiz kronolojide bozulmuş bir zihne sahip oluyor. Kendisi burada ama zihni geçmiş çağda yaşıyor. Anakronik kişiler çocukluk döneminde oturup kalırlar hiç büyümek istemezler. Çocuklukla vedalaşmak gerekiyor, gençlikle vedalaşmak gerekiyor ve böyle büyümek gerekiyor. Bunu yapamıyorlar.” dedi. 

 

Ya hep ya hiç’e gitmeyelim

 

Prof. Dr. Nevzat Tarhan Cumhuriyetin kuruluşunda yaşanan zorluklara da değinerek, Osmanlı’yı yok sayan yaklaşımı eleştirdi. Tarhan, “Osmanlıyı artılarıyla eksileriyle birlikte alıp onunla vedalaşıp yeni bir Cumhuriyet kurmamız gerekiyor. Anlaşmadığımız için çatışma toplumunda şu anda kimlik karmaşası sürüp duruyor. Erzurumluların bir sözü var ‘tulumcu’ derler yani ‘ya hep ya hiç’,  ‘ya bizim gibi olsun’ derler ‘ya da tam karşımda olsun.’ Bu yaklaşımlar bu çağa ve insanın psikolojik sağlığına da ruhsal sağlamlığına da uygun değil. Çünkü sadece siyah beyaz yok. Gri alanlar da var. Evren böyle ihtimallerle çalışıyor. Bu nedenle ‘ya hep ya hiç’e gitmeyelim gençler. Cumhuriyeti kuran bakış açısı bu. Geçmişin artılarını da eksilerini de görelim ama geleceğe bakalım, geçmişe takılı kalmayalım.” diye konuştu. 

 

Hakikati ararken bilim yöntem sunar

 

Bilimsel sağlamlık sayesinde insanların kolay ikna edilebildiğini ifade eden Tarhan, “Mustafa Kemal, ‘Benim manevi mirasım akıl ve bilimdir’ diyor. Bence en güzel sözü budur. Dogmatik bağlılığı değil, bilimsel kanıta göre bağlılığı savunuyor. Bu, çağın doğrusunu yakalamaktır. Bunun için de gençler üzerinde kabul görüyor. Bugün de buna ihtiyacımız var. Bilim yöntem sunar, hakikati ararken bu yöntemleri kullanırsan kanıta dayalı gitmiş olursun. Kullanmazsan sadece dogmatik olarak bağlandın denir, inandırıcı olmaz. Bilimsel sağlamlık çağındayız. Bilimsel sağlamlığı sunduğun zaman insanları ikna etmek kolay oluyor. Cumhuriyetin kuruluşunda da bu vizyonla hareket edildi, İstanbul’daki meclisi dağıtıp aynısını Ankara’ya kurdular, bu geçişte vizyon çok önemliydi.” diye konuştu.

 

Cumhuriyetin kuruluşundaki dinamiğin doğru bir şekilde analiz edilmesi gerektiğini belirten Tarhan, “Tarihçilerin ideolojik ön yargıları değil objektif değerlendirmeleri Cumhuriyete olan saygınlığımızı daha da arttıracak. Bu nedenle sağlam bir tarih bilincine sahip olmak demek, insanın kendi özgeçmişini, kişiliğini tanıması demek. Hepimizin özgeçmişinde güçlü yönlerimiz, zayıf yönlerimiz var. Hatalarımız var. Önemli olan hatalardan ders çıkarıp geleceğe bakabilmek. Bu nedenle 19 Mayıs’ta Atatürk’ü Anma Gençlik Bayramı derken arkadaki bu anlam boyutuna bakmamız önemli. Anlamaya çalışmak, bugün de yaşasaydı ne yapardı diye düşünmek gerekiyor.”

 

Bir insanın çabası gayreti ne ise, kapasitesi ve gücü odur

 

İyilik kötülük mücadelesinin Hz. Adem’den beri devam ettiğini belirten Prof. Dr. Nevzat Tarhan gençlere şu tavsiyelerde bulundu:  “Böyle bir dönemde gençlere en önemli tavsiyem, sadece kendileri için çalışmasınlar. Kişisel idealleri değil, yaşadığı toplumlarla ilgili idealleri olsun. Bir insanın çabası gayreti ne ise, kapasitesi ve gücü odur. Çabası, gayreti kendi egosuysa sınırlıdır. Gücü, gayreti, çabası eğer yaşadığı toplumsa, insanlıksa o derece büyük işler yapar. Onun için ideali bizi aşmalı, aşkın bir ideali olmalı. Böyle idealler gençleri daha büyük, daha önemli küresel işler yapmaya iterler. Varoluşla ilgili problemlerini de çözmüş olurlar.” 

 

İdealist, sağlam nesil yetiştirmekten daha büyük bir fabrika mı vardır?

 

Gelişmiş ülkelerde bütçenin büyük bir kısmının Ar-Ge’ye ayrıldığını belirten Tarhan “Bütçenin çoğu gençlikle ilgili konuları, gençliği kazanmaya gidiyor. İdealist, sağlam nesil yetiştirmekten daha büyük bir fabrika mı vardır? Daha büyük bir köprü mü vardır? Yol mu vardır? Sağlam bir nesil yetiştirmek asıl idealdir. Binalar yapmak yerine sağlam nesil yetiştirmeye odaklanmamız gerekiyor. Bunun olması için muhakkak bununla ilgili vizyon, misyon, değerler belirlenmelidir. Vizyon: Bir insanın olabileceği şeyleri hayal etmesi, misyon: Yapabileceği şeylere odaklanmak. Onun için yani vizyon olabilecek şeyi hayal etmeden yapabileceklere odaklanırsan sadece iyi bir ikinci insan olursun, ikinci adam olursun.” dedi. 

 

Lider olmak istiyorsan vizyonunu belirlemelisin

 

Tarhan, 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı vesilesiyle gençlere liderliğin yolunu tanımladı: “Bir lider olmak, kendini aşmak istiyorsan yani hayatta iz bırakarak giden bir insan olmak istiyorsan muhakkak önce vizyonunu belirlemelisin. Vizyonda ego ideali ve geleceğini planlamak vardır. Takım çalışması gerekir. Tek başına dâhiler başarılı olamıyor ama ekip kuranlar olabiliyor. Bununla birlikte etik değerlerinin de olması gerekiyor. Samimi olmak, içten olmak, doğal olmak, insanları sevmek, dürüst, çalışkan olmak, sözünün eri olmak, açık ve paylaşımcı olmak… Bunların hepsi etik değerlerdir. Takım çalışması bu zamanın en önemli ruhudur.” dedi. 

 

İnsanın tek rakibi kendisidir

 

Prof. Dr. Nevzat Tarhan, gençlerin çok daha güzel bir hayatı olması için sözlerini yine önerilerle tamamladı: 

 

“Aslında insanın tek rakibi kendisidir. Kendi içimizdeki tembellik, üşengeçlik, vizyonsuzluk bizim rakibimizdir. Onun için gençler kendilerini başkalarıyla kıyaslamasın, başka rakiplerle hiç uğraşmasınlar. Kendilerine bir hedef koysunlar, kendilerindeki olumsuz duygularla rekabet etsinler ve onları yenip geçsinler. Böyle hedefe ulaşırlar. Amerikalıların güzel bir sözü vardır; ‘No pain, no gain’ diye. Yani ‘sancı, acı, çile yoksa kazanç yok’. Kolaya kaçmasın gençler. Hayatta psikoloji yasası var. Hayat mükafatını zorluklara tahammül edenlere veriyor. Başı dik dolaşmaktan, onurlu yaşamaktan daha güzel bir şey var mı? Bunun için emeğinle kazanacaksın. Hiç kimse parazit olmaya çalışmasın. Alın teriyle kazansınlar. Çok daha güzel bir hayatları olur.”