Hayatımızın yaklaşık üçte birini uykuda geçiriyoruz. Çevresel uyarılara karşı cevabın olmadığı ya da minimal olduğu geri dönüşümlü bir durum olarak tanımlanan uykunun süresi kişiden kişiye değişiyor ve bu sürenin 4-11 saat arasında değiştiği biliniyor. Türkiye'de toplumun büyük çoğunluğu 7-8 saat süre uyuyor. Uykunun çok boyutlu, aktif bir durum olduğunu ve normal uykunun iki karakteristik evresi bulunduğunu belirten DoktorTakvimi.com uzmanlarından Uzm. Dr. Ayşegül Daldal, bu evreleri şöyle anlatıyor: “NREM uykusu sessiz uyku, yavaş uyku olarak da ifade edilir. NREM uyku, üç evreye ayrılır. 1. evre uyanıklık ve uyku arasında bir geçiş aşamasıdır. Hafif uyku, uyuklama olarak da isimlendirilir. 2. evre uykunun biraz daha derin aşamasıdır. 3. evre derin uyku, yavaş dalga uykusu olarak isimlendirilir. REM uykusu ise hızlı göz hareketlerinin olduğu uyku dönemidir. REM uykusunda hızlı göz hareketleri ile birlikte solunum kasları gibi önemli bazı iskelet kasları haricinde kas hareketi gözlenmez. Hızlı göz hareketleri uykunun bu safhasının tek karakteristiğidir. Bu evrede yüksek beyin aktivitesi söz konusudur. Rüyalar REM döneminde görülür ve kişi bu dönemde uyandırıldığında rüyasını en ince detayına kadar anlatabilir. Gece boyunca uyku evrelerin düzenli bir şekilde birbirini takip etmesi uyku yapılanması, uyku siklusu olarak ifade edilir.”

 Derin uykunun azalması çocuklarda gelişim geriliğine yol açıyor

Uykunun NREM ve REM evrelerinin sağlığımız üzerinde pek çok etkisi bulunuyor. NREM uykusunun 3. evresinin ertesi gün fiziksel olarak dinlenmiş olmamızı sağlayan uyku evresi olduğunun altını çizen Uzm. Dr. Daldal, bu evrede çocuklarda büyümeyi sağlarken erişkin dönemde vücuttaki yağ metabolizmasını düzenleme görevini üstlenen büyüme hormonu, hem erkek hem de kadınlarda cinsel fonksiyonların düzenlenmesinde etkili testosteron ve progesteron gibi seks hormonlarının 24 saat içinde en az yüzde 80’i salgılandığını belirtiyor. Uzm. Dr. Daldal, derin NREM uykusunun herhangi bir nedenle azalması çocuklarda büyüme ve gelişme geriliğine yol açarken, erişkin dönemde deri altı yağ dokusunun artması yani şişmanlığa neden olabileceğine dikkat çekiyor. REM uykusu ise genetik hafızanın programlanmasında rol oynuyor. Ruhsal dinlenmeyi sağlayan dönem olduğu düşünülen REM uykusunda kalp hızı, solunum sayısı, kan basıncı artıyor ve düzensizleşiyor.

 Uyumadan yaşamak mümkün değil

Yapılan araştırmalara göre kronik uykusuzluk yaşayan kişilerin bu sorunu yaşamayan kişilere göre daha fazla günlük işlevselliklerinde, aile ilişkileri, sosyal yaşamlarında bozulma olduğu, daha fazla depresif oldukları, daha fazla iş ya da trafik kazasına maruz kaldıkları, dikkat kaybı, konsantrasyonda ve problem çözme yeteneklerinde azalma neden-sonuç ilişkisi kurmada güçlük çekme gibi bilişsel sorunları daha fazla yaşadıkları biliniyor. Uykunun yemek, su içmek, nefes almak gibi vazgeçilmez bir zorunluluk olduğunu hatırlatan DoktorTakvimi.com uzmanlarından Uzm. Dr. Daldal, “Uyku organizmanın en önemli ihtiyaçlarından biridir. Aç ve susuz yaşamak nasıl mümkün değilse, uyumadan da yaşamak mümkün değildir. Uyku yoksunluğu deneylerinde, 3 gün sonunda gerginlik, sinirlilik, zamanı bilememe, hayal görme, kekeleme, konuşulanları anlayamama gibi belirtiler ortaya çıkmaktadır. Daha sonra ellerde titreme, vücutta yanma ve ağrılar, görme bozuklukları olmaktadır. Fiziksel ve zihinsel fonksiyonlarımızın gelişimi ve sağlıklı bir şekilde sürdürülebilmesi için yeterli sürede ve kaliteli uykunun öneminin bilinmesi, uyku bozuklukları için mutlaka bir uyku merkezine başvurulması oldukça önemlidir” diyor.