Bağışıklık sistemi açısından çok önemli olmasına karşın COVID-19 pandemisi ile bozulan uyku düzenlerimiz günümüzde önemli bir sorun oluştuyor. Türkiye Solunum Araştırmaları Derneği (TÜSAD) Uyku Bozuklukları Çalışma Grubu, bu yıl 19 Mart’a gelen Dünya Uyku Günü nedeniyle önemli hatırlatmalar yaparken, dikkat edilmesi gereken kuralları da paylaştı.
TÜSAD Uyku Bozuklukları Çalışma Grubu Başkanı Prof. Dr. Oğuz Köktürk, “kıymeti, kaybedildiği zaman anlaşılan” uykunun, pandemi nedeniyle öneminin daha da anlaşıldığını vurguladı. Köktürk, “COVID-19 enfeksiyonu üzerine melatonin hormonunun olumlu etkilerinin anlaşılmasıyla, düzenli uykunun kardiyometabolik hastalıklardan korunmanın yanı sıra, enfeksiyonların kontrol altına alınması adına da insan sağlığı üzerine ne kadar önemli olduğu bir kez daha anlaşıldı. Düzenli uyku beden sağlığının yanı sıra güçlü bir hafıza için de gerekli” dedi.
4 KİŞİDEN BİRİ BU SORUNU YAŞIYOR
COVID-19 pandemisinin sadece fiziksel değil aynı zamanda uyku sağlığını da etkilediğine dikkat çeken Köktürk, şunları söyledi: “İş ve eğitim hayatının evden sürdürülmesi çocuktan erişkine, uykuya ayrılan zaman diliminde değişikliklere neden oldu. Erişkinlerde gece geç saatlere kadar süren toplantılar, çocuklar ve gençlerde eğitim amacıyla kullanılan tablet, akıllı telefon veya bilgisayarların aynı zamanda sosyalleşme ve dijital oyunlar için yaygın kullanımı, uyku süresi ve kalitesinde olumsuz sonuçlara yol açtı. Bu durum her 4 kişiden birinde bir uyku bozukluğunun görülmesine neden oldu. Uykuya dalma ve uykuyu sürdürmede güçlükler, aşırı uyuma isteği, uyku-uyanıklık ritmindeki bozukluklar, pandeminin başlamasıyla en sık görülen uyku bozuklukları haline geldi.”
DİYABETTEN OBEZİTEYE KADAR TETİKLİYOR
Köktürk, dünyanın kendi ekseni etrafındaki 24 saatlik yolculuğu sonucunda ortaya çıkan sirkadiyen ritmin (biyolojik saat) bozulmasının tip 2 diyabet, kalp hastalıkları, hipertansiyon, metabolik sendrom ve kanser gibi hastalık risklerinin artmasına neden olduğunu belirtti. “Sirkadiyen ritmin bozulması aynı zamanda obezite gelişimine de yol açıyor. Besin seçimi ve enerji dengesinin etkilenmesi ile kilo yönetimi üzerinde de olumsuz değişikliklere neden oluyor” diyen Köktürk, düzenli uykunun güçlü bir hafıza için de gerekli olduğunu kaydetti.
SON BİR YILDA UYKU SAATLERİ KAYDI
TÜSAD Uyku Bozuklukları Çalışma Grubu Yürütme Kurulu Üyesi Doç. Dr.Sema Saraç da, değişen uyku düzenimize ilişkin şunları söyledi: “Pandemi döneminde, sosyal izolasyon nedeni ile evde daha uzun süre vakit geçirmeye başlandı, evden çalışma düzeni, pandemiye bağlı kaygı, endişe, üzüntü gibi nedenlerle uyku süreleri kısaldı, uyku saatleri kaydı. İnsanlar daha geç yatıp daha geç kalkmaya başladı. Spor, konser, arkadaşlarla, akrabalarla vakit geçirme gibi etkinliklerin yerini daha çok bilgisayar, akıllı telefon gibi teknolojik aletler aldı. Bu aletlerin yaydığı mavi ışık beyin tarafından gün ışığı olarak değerlendiriliyor. Sirkadiyen ritimde bozulmalar birçok biyolojik ve fonksiyonel kayıplara yol açıyor. Oysa immün sistem için gerekli birçok mediyatörün vücutta üretilmesi, depolanması, salgılanmasının kendine özgü saatleri var. Bu durum uyku-uyanıklık döngüsünden gece gündüz durumundan etkilenir. Sirkadiyen ritimde bozulmalar pandemi dönemi için çok önemli olan immun sistemde bazı eksikliklere, yetersizliklere yol açıyor. İmmün mekanizmaların yeterli olması virüsle tam ve zamanında mücadele için çok gerekli. Bu konuda en önemli desteklerden biri, düzenli ritmik, yeterli uykudur.”
UYKU APNESİ OLAN DAHA DA DİKKATLİ OLMALI
Uyku apne sendromunun uyku boyunca soluğun en az 10 saniye kesilmesi ve bu durumun gece boyunca tekrarlaması sonucu gelişen bir hastalık olduğunu hatırlatan TÜSAD Uyku Bozuklukları Çalışma Grubu Yürütme Kurulu Üyesi Prof. Dr. Hilal Ermiş, şu bilgileri verdi: “Çoğumuzun aklına uyku sırasında gelişen bir hastalığın COVID-19 ile ne ilgisi olabilir gibi bir soru gelse de, pandemi sürecinde elde edilen veriler uyku apne sendromunun COVID-19 enfeksiyonusırasında ortaya çıkan solunum yetmezliği ve akciğer enfeksiyonunu şiddetlendirdiği veya kötüleştirdiği görüldü. Uyku apneli hastalarda gece boyunca apneye bağlı olarak kanda oksijen düşüklüğü meydana geliyor. Bu düşme sonucu gelişen bazı mekanizmalar koronavirüsün akciğere giriş yeri olan ACE reseptörlerinin artmasına neden olur. Bu durum henüz tanı konmamış ya da tanısı olup tedavi olmayan hastalarda hastalığın kötü seyretmesine neden olabiliyor. Yine bu tekrarlayan oksijen düşüklüğü hastalarda ritm bozukluğu ve ani ölümlere de sebep olabiliyor.”
“COVID-19 hayatımızın bir parçası ve belki birkaç yıl daha bizimle. Tüm hastalıklar gibi uyku apne sendromunun da pandemi sürecine adapte edilerek yönetilmesi gerekiyor” diyen Ermiş, şu uyarıları da yaptı: “Uyku apne sendromu yetersiz teşhis ve tedavi edilirse hastalık ile ilişkili belirtilerinin çoğu genellikle başka nedenlere atfedilir ve uyku apneli birçok kişi buna sahip olduklarını fark etmez. Bu gibi durumların önüne geçebilmek için gece horlayan, gündüz aşırı uyku hali olan, tanıklı apnesi olan, uykudan yorgun uyanan, dikkat eksikliği, unutkanlık gibi şikayetleri olan kişilerin pandemi kurallarına uygun şekilde bir uyku hekimine başvurmaları önem taşıyor.”
TÜSAD Uyku Bozuklukları Çalışma Grubu’ndan
SAĞLIKLI UYKU İÇİN 10 ALTIN KURAL
Uyku ve uyanıklık saatlerinizi önceden belirleyin ve uygulayın.
Gün içinde uyumak zorunda kalırsanız 45 dakikayı geçmemesine özen gösterin.
Uyku saatinize 4 saatten kısa süre kalmış iken alkol almayın, sigara kullanmayın.
Uyku saatinize 6 saatten kısa süre kalmışken kafeinli içecekler içmeyin, aynı zamanda uyuma saatinize yakın kahve, çay, çikolata ve sodadan uzak durun.
Uyuma saatinize yakın ağır baharatlı, şekerli gıdalardan uzak durun. Açlığınızı bastırmak için hafif şeyler atıştırın.
Uyuma saatinize yakın ağır egzersizlerden sakının.
Rahat yataklar tercih edin.
Yatak odanızın ısısı uyku için ideal derecede olsun ve yatak odanızı iyi havalandırın.
Yatak odanızı ses, gürültü ve aydınlatmadan uzak tutun.
Yatak odanızı sadece uyumak için kullanın.