Yazar Şair Sümeyye Kaya ile BB KİTAP Yayınları arasında çıkan şiir kitabı “Gece Güneşi” çerçevesinde şiire ve edebiyata dair konuştuk. Sümeyye Kaya, “ben yazdığım şiirlerin kiminde Leyla’yı yazdım, kiminde ise Mevla’yı yazdım” dedi.
Sümeyye Hanım, öncelikle şöyle bir sorudan başlayalım. Şiir ve edebiyat tutkunuz nasıl başladı?
Öncelikle kendimi ve Gece Güneşi’mi anlatmama fırsat verdiğiniz için çok teşekkür ediyorum.
Sözel olarak birçok platformda ifade etmeme rağmen yazılı olarak ifade edecek olmanın heyecanı ayrı bir güzellik... bu yüzden öncelikle size teşekkür ederek başlamak istedim.
Şiir ve edebiyat uzun yıllardır süren ve hiç tükenmeyip artan bir lezzet tutkusu benim dünyamda. Bu tutku, bana okul yıllarımda çok sevdiğim değer verdiğim bir öğretmenimin beni ve yazdıklarımı önemsemesiyle başladı. İlkokulda yazmaya başladığım küçük küçük yazılarımın belki de şiir olduğunun bile farkına varamıyordum.
Öğretmenim ders çıkışlarında, yazdıklarımda bir kaç düzenlemeler yapardı ve bana notlar yazardı. Beni yazmaya onun ilgisi ve bu küçük basit yazılarımı önemsemesiyle başlattı. O Hocam hala daha çok değer verip görüştüğüm sevdiğim bir büyüğümdür. Rabbim onun gibi insanların Sayısını arttırsın.
(Ahmet Türkben) O yıllardan sonra da üzerinde durup kendimi geliştirmeye çabaladım ve en güzeli olsun diye de çabalamaya gayret ediyorum.
HİÇ BİR ŞEYİN ERTELENMEMESİ GEREKTİĞİNİ FARK ETTİM
İlk şiir kitabınız olan “Gece Güneşi” isimli eserinizin doğuş hikâyesini bize anlatır mısınız?
Uzun yıllar kaleme aldığım şiirlerimi okuyan çevrem kitap çıkarmam konusunda bana tavsiyeler veriyorlardı. Fakat ben dediğim gibi hep en güzeli olsun derken bu hayalimi ertelediğimi fark ettim.
Sağlık sıkıntıları yaşayıp, ciddi manada hayatın ve nefes alabilmenin kıymetini anladığım anda kararımı verdim. Ve aslında bu hayatta hiç bir şeyin ertelenmemesi gerektiğini fark ettim. Sihhatime kavuştuğumda ilk ciddi adım olarak yayınevi görüşmelerime başladım.
İsim konusunda uzun süredir “Gece Güneşi” isminde mutabık bir haldeydim.
Bana Gece Güneş mi olur denildiğinde ise;
Gündüz güneş vardır, hem aydınlatır hem de ısıtır.
Gece Güneş görünmez ay vardır aydınlatır ama ısıtmaz.
Bense geceye güneş olmaya talibim dedim ve şiirlerimle “Hem aydınlatıp, hem ısıtmak için”.
Bu sebeple ben Gece Güneşi…
BEN BU KİTAP DA LEYLA'YI ARZULAYAN MECNUN DA OLDUM
Genellikle ne tür şiirler kaleme alıyorsunuz?
Ben Gece Güneşi kitabımdan bahsederken şunu belirtiyorum. Bir insan sevmeye yine bir yaratılmışı severek başlıyor. Yani herkes yüreğinde bir leyla taşıyor.
Leyla’yı sevmeyi bilecek her kul, Mevla’sını da görmeye başlıyor. Leyla amaç değil, aslında Mevla’ya ulaştıran bir araç.
Ben bu kitap da Leyla'yı arzulayan mecnun da oldum, Mevla için vuslatı bekleyen bir maşuk da...
Gece Güneşi kitabında iki yönlü aşk bulabilirsiniz...
Dünyevi ve uhrevî....
Sorunuzun cevabi anlaşılmıştır umarım ben yazdığım şiirlerin kiminde Leyla’yı yazdım, Kiminde ise Mevla’yı...
BEN HALA ÇALIŞAN BİR GECE GÜNEŞİ’YİM
Kitabınızla ilgili okuyucudan olumlu tepkiler alıyor musunuz? Bu durumda kitaba ilgi ne durumda?
Kitabımla ilgili güzel tepkiler aldım ve almaya da devam ediyorum.
Şuana kadar olumsuz bir şey olmadı ama olsa da gayet normal karşılarım. Çünkü ben hala daha kendini geliştirmeye çalışan bir Gece Güneşi’yim.
Birçok radyo yayınlarında şiirlerim okunuyor bu da beni mutlu ediyor.
Ben kitabı çıkarırken şunu amaçlamıştım. Benim duygu dünyam ile bir başkası başka duygulara kapılıp, onların duygularını kaleme almış olmanın mutluluğunu yaşamak istiyordum. Elhamdülillah birçok kişi kendimi buldum dediği şiirlerimi gönderen okurlarım oldu. Varolsunlar...
YAZDIKÇA BEREKETLENİR KELAMLAR
Peki, bizimle bir şiirinizi paylaşır mısınız?
Gecedir, yalnızca bir yoldaş...
Gecedir, dertliye bir sırdaş...
Gece karanlıktır, gece soğuk
Gece güneşim doğar belki bir umut...
Dersler dökülür bir bir geceye,
Yaşlar süzülür inceden inceye,
Titrer beden ıssız bir vakitte,
Gece güneşim doğar belki bir umut...
Yazdıkça bereketlenir kelamlar,
Susmaz ki hiç amansız arzular,
Tarifsiz duyguları bana okut,
Gece güneşim doğar belki bir umut...
Gecenize talibim Güneş olmaya,
Şiirle aydınlatıp sizi ısıtmaya,
Titreyen ruhlar ram olmaya,
Gecenize talibim Güneş olmaya...
ÇEVRE FAKTÖRÜ ÇOK ÖNEMLİ
Sizce şairlik doğuştan mıdır, yoksa sonradan kazanılabilen bir yetenek mi?
Şairlik doğuştan olan genetik bir yetenek olduğunu sanmıyorum. İnsan çevresinden görerek veya çok sevdiklerine benzemeye çalışarak bile şairlik sıfatı kazanabilir. Fakat bu yetenek oluştuğunda gelişim göstermez isek yok olabilen bir yetenek haline de gelebilir.
Çünkü çevre faktörü çok önemli...
Örneğin, ben ilk yazmaya başladığım da desteklenip teşvik edilmeseydim bende şuan hala daha kendimi fark edememiş, belki bir kaç şiirle kalıp devamını getirememiş olacaktım.
İNSANLAR DİLİNİ ŞİİR İLE GÜZELLEŞTİRMELİ
Bir şair olarak Türkiye’de şiire ve edebiyata ilgi ne durumda?
Türkiye de basın yayınevleri o kadar çalışıyor ki maşallah...
O kadar çıkan kitaplar acaba ne kadarı değer görüp, ne kadarı okunuyor… Bir soru işareti bırakıyorum. Özellikle şiir kitabı ise hiç önemsenmediğini düşünüyorum.
Şiir de insanlar kendilerini aramıyorlar ve de şiire ihtiyaç duymuyorlar.
Bu çok büyük eksiklik ve üzücü bir durum...
Bence şiir ve edebiyat İslam öncesi medeniyetlerin ve İslam sonrası da İslami anlatan hitabı güçlü insanların kullandığı bir anlatım şeklidir.
İnsanlar dışını süslemeye meyleder de neden dilini süslerle benzemeye gerek duymaz merak ediyorum doğrusu...
ÖLENE KADAR RABBİM NASİP ETTİĞİ SÜRECE YAZMAYA DEVAM
“Gece Güneşi” şiir kitabınızdan sonra yeni şiir kitabı çalışmanız var mı?
Gece Güneşi sönmeyecek inşallah.
Ama bu sefer farklı çalışmalar düşünüyorum ve üzerinde çalışmaya başladım.
Bizde kalem susmaz, kitabımın bir bölümünde şu ifadeyi göreceksiniz;
Şayet bir gün susarsa kalemim ve kâğıdım, Bilin ki ben musalladayım!
Yani ölene kadar Rabbim nasip ettiği sürece yazmaya devam.
Son olarak konumuzla ilgili neler söylemek istersiniz?
Söylemek istediklerim her zaman şudur, yazmaya meyilli insanları lütfen eleştirirken çözüm yollarını göstererek ve kırmadan eleştirin.
Ve belki de ileride şairler, ressamlar ve nice cevherler çıkacak zihinleri köreltmeyin.
Bir de kitap okumak için ve okutmak için çabalarken, Çocuklarımıza ara ara da olsa şiirin estetiğini fark ettirelim. Belki ileride ihtiyaç duyacakları bir hitaba denk gelirler. Şiir deki estetiği mutlaka az da olsa keşfedin ve keşfettirin.
Sümeyye Kaya kimdir?
Sümeyye Kaya 3 Mart 1987 İstanbul doğumlu, aslen Sivaslı olup ailenin tek kızıyım.
Evli ve 2 çocuk annesiyim.
Arapça sarf üzerine eğitim alıp, 5 yıldır hocalık yapmaktayım.
Siyasi ve sivil toplum kuruluşlarında aktif görev aldım.
Radyo programcılığı ve sunuculuk, haber spikerliği ve diksiyon eğitimleri aldım.
Esenler Kültür işlerinin düzenlediği “Cemil Meriç gönüllüsü” projesinde yer alıp, görme engelliler için de kitap seslendirmesi yapmaktayım.
Engellilerle ilgili birçok programlarda sunuculuk görevi yaptım.
Keyifliradyotv adlı bir İnternet radyosunda “Sosyal Yaşam” adında bir program hazırlayıp sunuyorum.