Öz Sağlık-İş Sendikası tarafından 696 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile kadroya aktarılan kamu işçilerinin sorunlarını ve çözüm önerilerini hedeflendiği  Zorunlu Emeklilik Çalıştayı gerçekleştirildi.

Çalıştayda konuşma yapan Öz Sağlık İş Sendikası Genel Başkanı Devlet Sert: “Tüm çalışanların sosyal güvenlik haklarının korunması ve geliştirilmesi hepimiz için temel bir görevdir.  İnsan onuruna uygun bir çalışma hayatı içinde bulunmak ve sonrasında bu onura yaraşır bir refah düzeyinde emeklilik haklarına sahip olmak tüm çalışanların haklı talebi ve beklentisidir. Ülkemizin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerin ve uluslararası hukukun gereği bu hakkın tüm çalışanlar bakımından eşit ve adil bir biçimde uygulanmasıdır. Emeğinin onuru ve alnının teriyle çalışma hayatının aktif bölümünü tamamlayan işçinin, kendi yaşam planı içindeki bir tercihin sonucu olarak çalışmasını sonlandırarak emeklilik hayatına geçişi onun en temel sosyal hakkıdır” dedi.

“Sağlık ve sosyal hizmet sistemi bütünsel niteliğe sahip bir yapıdır”

Öz Sağlık İş Sendikası Genel Başkanı Devlet Sert açıklamasında, Sistemde yaşanan sorunun, kamu kaynaklarının verimsiz kullanılması, israf ve hizmetten duyulan memnuniyetsizlik getireceğini belirterek sorunlarımızı hep birlikte, bir masa etrafında, bilim ve hukukun temel ilkeleri ışığında gerçekleştirmeyi hedefinde olduklarını söyledi.

 “Doğru sonuçlar üretmenin çabası içinde olacağız”

Sert, açıklamasını “Her alanda değerli akademisyenler, uzmanlar ve sosyal taraflar olarak bir arada bulunarak doğru sonuçlar üretmek çabası içinde olacağız. Taleplerimizi hamaset, kavga ve kaos içinde değil, bilimin gerçekleri, hukuk devleti ve sosyal devlet ilkelerine uygun olarak gerçekleştirme mücadelesini sürdüreceğiz. Öz Sağlık-İş Sendikası bu konuda üzerine düşen sorumluluklarını yerine getirmekten hiçbir zaman kaçınmayacaktır” diyerek sonlandırdı.

"Erken emeklilik, zorunlu emeklilik konusunda çalışacağız"

HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan ise konuşmasında, Ülkemizde kamu sektöründe taşeron çalışmasının bir sorun halini almasındaki en büyük neden bu istihdam türünün yaygınlaşması ve çalışma şartlarının niteliği olmuştur. 1990’lı yıllardan itibaren hızlı bir artış eğiliminde olan bu istihdam türü, sahip olduğu güvencesizlikle kamu sektöründe çalışma barışı üzerinde önemli bir tehdit oluşturmuştur. Çalışma hayatının önemli sorunlarından biri haline taşeron işçilik, hükümetlerin ve siyasetin ilgi alanında kalmış, kimi zaman olumlu yasal düzenlemeler de gerçekleşmiştir.  Bu işçilerimizin sorunlarına çözüm olabileceği düşüncesiyle 2014 yılında 6552 sayılı kanunla birtakım iyileştirmeler yapılmaya çalışılarak başlayan süreç, 2018 yılında kadroya aktarılmalarına imkan sağlayan düzenlemelere değin devam etmiştir. Uzun yıllardır ülkemizin gündemini meşgul eden ve birçok özelliği ile insan onurunu zedeleyen taşeron çalışma biçiminin getirdiği olumsuz hava, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN’ın 2017 yılının sonunda verdiği kadro müjdesi ile yerini umut ve sevince bırakmıştır” dedi.