Uluslararası Tarım ve Gıda Konfederasyonu (TARIMKON) Başkanı Hakan Yüksel, marketlerde yağ izdihamı görüntülerinin yaşandığı bir dönemde atıl tarım arazilerinde hububat, baklagil ve yağlı tohumlu bitkilerin üretilmesi konusunun desteklenmesinin olumlu bir gelişme olduğunu belirtti... 

TARIMKON Başkanı Yüksel, Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci’nin göreve gelmesinin ardından aldığı kararların yerinde olduğunu belirterek, “Boş bırakılan atıl arazilere hibe verilmesi tarım sektörü için bir müjde niteliğinde. Hububat, baklagil, ayçiçiği, kanola, soya, aspir gibi yağlı tohum bitkileri halinde bakanlığımızın geri ödemesiz destek vermesi, yağ konusunun gündemde olduğu bir süreçte sektörü pozitif etkileyecektir.” değerlendirmesinde bulundu. 

13 MİLYAR LİRALIK KAYBIN ÖNÜNE GEÇİLDİ 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan imzasıyla Resmi Gazete’de yayımlanan karar ile çeşitli nedenlerle ekilmeyen ve boş bırakılan 3 milyon hektardan fazla tarım arazisinin üretime açılacağını kaydeden Yüksel, bu sayede her yıl yaklaşık 13 milyar liralık kaybın da önüne geçilmiş olacağını vurguladı. 

Geçtiğimiz yıllarda artan maliyetler nedeniyle birçok tarlanın ekilmediğini hatırlatan Yüksel, önümüzdeki süreçte çok daha fazla üretim yapılabileceğini aktardı. Atıl arazilerde tarımsal üretimin yanı sıra tesis kuruluşunun da destekleneceğini kaydeden Yüksel, hibe projesinin 2022 yılı için uygulanacağını, yatırım konularına göre hibe oranlarının da projenin toplam bedelinin azami yüzde 75’i olarak uygulanacağını bildirdi. 

TARIM POLİTİKASI YENİDEN MASAYA YATIRILMALI 

TARIMKON Başkanı Yüksel, Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci’nin göreve gelmesiyle tarım politikalarının yeniden masaya yatırılmasını beklediklerini ifade etti. Tarım sektörüne yönelik desteklerin daha rasyonel olması gerektiğini vurgulayan Yüksel, “Türkiye’de hala boş arazi miktarı çok yüksek. Yağlı tohumlar ve buğday başta olmak üzere son dönemde gündemi meşgul eden tarımsal ürünler konusunda ciddi ithalat giderimiz var. Çiftçilerimiz desteklenirse ekilmeyen hiçbir toprak kalmaz ve bu ürünlerin ithalatına da gerek kalmaz. Türkiye, tarımda ithalatçı değil ihracatçı bir ülke olabilir. Bu destekler tarımın diğer unsuru olan hayvancılıkta da devam etmeli.” diye konuştu. 

TÜRKİYE TARIMI İÇİN FIRSAT 

Yüksel, dünyada tarımsal faaliyetlerin giderek azaldığını belirterek, dünya ülkelerinin tarımsal faaliyetlerini azaltmasının Türkiye için bir fırsat olduğunu aktardı. Tüm dünyada gıda harcamalarının giderek arttığına işaret eden Yüksel, bu nedenlerle uzun vadede, gıda ürünlerine olan talep artışının daha da çoğalacağından tarımsal üretim ve verimliliğinin artırılması ve buna yönelik çalışmaların hızlandırılmasının ülkelerin öncelikli gündemi olduğunu vurguladı. Yüksel, “Dünya ülkelerinin tarımsal faaliyetleri azaltması bizim ülkemiz için bir fırsat olarak görülmelidir. Unutulmamalıdır ki gıda silah kadar önemlidir. Tarım ve gıdaya hakim olan dünyaya hakim olur. Ülkemiz coğrafyası etrafında 3 bin kilometrekarelik daire içinde 40'tan fazla ülke var. Önümüzdeki 5 yıllık süreçte bu ülkelerin gıda taleplerini karşılayabilecek bir planlama yapmamız halinde, gelecek 10-15 yıl içinde dünyanın en güçlü ilk 5 ülkesi arasında oluruz. Aynı zamanda gıda enflasyonunu düşürmek, yeni istihdam üretmek için tek kaynağımızın tarımsal faaliyetler olduğunu düşünmekteyiz." değerlendirmesinde bulundu.