SÖZLERİN GÜZELİ
Kuran’ı kerime göre sözlerin en güzeli “ Ben Müslümanlardanım “ Demektir.
“ Allah’a çağıran, dine ve dünyaya yararlı iş yapan ve “Ben Müslümanlardanım” diyenden daha güzel sözlü kim vardır?” (Fussilet 33)
Çünkü o tevhide girmiştir. Allah için buğzeder Allah için sever. Onu yöneten nefsi, egosu değildir. Yaratan Rabbi adıyla aklı ve kalbi kullanmasıdır.
“ Kullarıma söyle, sözün en güzelini söylesinler; yoksa şeytan aralarına girer. Kuşkusuz şeytan insanların apaçık düşmanıdır.” İsra (53)
Diğer başka bir ayette Hz. Musa’yı Firavuna gönderen Allah (c.c) ne buyurmuştu? “Ona yumuşak söz söyleyin, belki düşünür veya saygı duyar.” Emir böyleyken bizler kim oluyoruz da Allah’ın firavuna verdiği şansı birbirimize vermiyoruz. İnsan kendi egosunu tanrılaştırır ve ne yazık ki fakına bile varmaz. Tevhit çizgisinden uzaklaşıldığında değil Firavun gibilerle uğraşmayı, en yakın çevreyle bile vahdet (birlik) oluşturulamaz.
Bu bağlamda diyalog önemli bir husustur. Kelimelerin güzeli olumlu diyaloğun anahtarıdır. Hakikati ortaya çıkarma pahasına bile olsa, karşı tarafın yanlışları üzerinden giden bir doğrulama çabası, bireyi rahatlatsada ilişkilere zarar verir.
Olumlu diyalogda güzel görmek güzel düşünmek hayattan lezzet almak hem bilinçaltını hem bilinç düzeyine pozitif etkiler bırakır. ilişkilerde ve iletişimde kimse kırılmadığı. incinmediği gibi hakikatte ortaya çıkar.
Beklentiler dile getirilirken, karşı tarafın kişiliğini incitecek, konuşmama yok sayma davranışı yerine Allah’ın emri güzel söz ile maksat yerine getirilebilir. Zira “Nezaket erdemlerin kökenidir” (2) Ayete göre, “İyilikle kötülük bir olmaz. Sen (kötülüğü) en güzel şekilde sav! Bir de bakarsın ki seninle arasında düşmanlık bulunan kimse sanki sımsıcak bir dost olur.”(Fussilet 34)
Bu tutumları sergilemek için hoşgörü, tevazu, samimiyet ve sevgi, insan hakkına saygı birbiriyle ilişkili değerlere sahip olmak gerekir. Biraz bu kavramlara değinerek yazıyı bitirmek yerinde olacaktır.
Şüphesiz sosyal hayatın içerisinde en zoru olaylara akli selim ile yaklaşabilmektir. Çoğu zaman kendi egona teslim olmayaraktan gösterilen davranışlar toplum karşısında ezik pozisyonuna bireyi düşürebilir. Tevazu, alçakgönüllülük geçmişimizde bir değer iken bugün modern toplumlarda bir özgüvensizlik veya eziklik olarak değerlendirilir.
Tabi bu tevazu içinde gerçek bir samimiyet ve dürüstlük barındırmalıdır. Bu samimiyet Allah’la ve Allahtan olanı seçmekle olur. “Efendimize göre ise din samimiyettir. Maddi ve manevi alanı dolu insanlar, birikimlerinin tezahürü olarak mütevazıdırlar. Ayrıca kendi dünyalarında ebedi bir sulh imzaladıklarından yapay bir büyüklenmeye tenezzül etmezler.”(1)
Gerçek samimiyet menfaat gözetmeksizin tarafgir davranmadan bireyin bütün fiillerinde kendini göstermesidir. Bakara suresi 263. Ayete göre “Güzel bir söz ve bağışlama, arkasından incitme gelen sadakadan daha iyidir. Allah zengindir; yumuşak davranandır.”
Hani bir söz vardır. “Dilinizi tat almak için kullanın tat kaçırmak için değil. “İşte bütün mesele bunu Allah’ın bir emri olduğunu unutmadan yapmaktır. Sevap değerinin olduğunu hatırlamaktır.
Selam saygılarımla.
(1) Nevzat Tarhan “ Güzel insan modeli”
(2) ANDRE COMTE-SPONVİLLE