memduhyagmur @ gmail.com

Tunceli'nin Mazgirt ilçesinde 2003 yılında şehit olan jandarma er Emin(Emre) Urhan'ı şehit eden teröristin 18 yıl sonra Hatay’ da yakalanması hepimizi ve bütün Türkiye’yi adeta sevince boğdu.

Hatay Valiliği yaptığı açıklamasında, 2 Kasım'da Kırıkhan İlçe Jandarma Komutanlığı ekipleri tarafından aranan şahıslar ile ilgili yapılan çalışma sonucunda yakalanan H.M.'nin 2003 yılında Mazgirt ilçesi Göltepe Mahallesi kırsalında jandarma timlerine saldırı düzenlediği, saldırıda jandarma er Serkan Sağır ve jandarma er Emin Urhan'ı şehit ettiği itirafında bulunmuş, 2009 yılında Irak'ın Hakurk bölgesinde bir çocuğu öldürdüğünü, ayrıca başka bir olayda öldürülen bir çocuğun cenazesini de Tunceli kırsalına gömdüğünü itiraf etmiştir. H.M. tutuklanarak cezaevine gönderildi denmektedir.

7 Kasım 2021 tarihinde İHA’ ya haber de olan, Şehit  Emin Urhan'ın ailesi, oğullarını şehit eden teröristin yakalanmasının ardından, kendilerine bir ferahlık geldiğini söyleyen şehit babası 80 yaşındaki emekli imam Dayım Hasan Urhan, "Çocuğumuzu askere gönderdik. Allah da bize şehit babası rütbesi verdi. Hamdediyorum. Burada hatırımız sayılıyor. Gönlümüz görülüyor. Şehitlerimizin değerini ve kıymetini biliyorlar. Bingöl'de konuşan gibi bilmeyenlere de bilmeyi nasip etsin. Bu ülke bedavadan verilmedi. Bu ülke şehitlerin ülkesidir. Bizim yavrumuz nişanlıydı. İnşallah düğünü diğer alemde olacak. Onu yakalayanların işi rast gelsin. Allah o teröristlerin cezasını vermeyi nasip etsin. Yakalandı, bize bir ferahlık geldi, dinçlik geldi. Şehidimizin gününü gördük. Şehidimizin mertebesinin yüce olduğuna inandık, inanıyoruz. Her gün temiz elbise giyip her günümüzün bayram olması lazım. 20 yaşında nişanlı olan bir evlat vermek kolay değil ama konu vatan olunca, millet olunca, Kur'an-ı Kerim olunca biz bunlara dayanıyoruz" diye konuştu.

Şehidin annesi 75 yaşındaki yengem Hayriye Urhan da, çok sevindiklerini dile getirerek, "Teröristi yakalayanların ellerine sağlık. İşleri rast gitsin. İçim rahatladı. Bana verseler de iğne batırarak ben öldürsem diyorum. Çok sevindik. Komutanlarımıza çok teşekkür ederim. Onlar ciğer acısı görmesinler" dedi.

Emin Urhan Türkiye’nin şehitlerinden sadece birisi.  Şehit haberlerine hepimiz üzülüyor ve lanetler okuyoruz.  Ateş adeta düştüğü yeri yakıyor.Ailelerin ne yaşadıklarını ve duygularını anlatmaya kelimler yetmez. 2009 yılında Fırat Üniversitesi Fırat TV ye yaptığımız Toprağa Can Düştü programında çok şey görmüştüm. Aileler o anları adeta yeniden yaşıyor ve gözyaşları sel oluyordu. Çoğu aile program teklifimizi o anı bir daha yaşamayalım diye reddetmişti. Yengemin ve Dayımın hele de ilk yıllarda ne çektiğini ise bilen bilir.

Konu ile ilgili olarak Ufuk Ötesi dergisi Haziran 2003 tarihli 51. Sayısında Şehit Dadaloğlu Torunu başlığı ile yazdığım yazıyı hatırladım. O günleri yaşayan birisi olarak duygularımı anlattığım yazıyı sizlerle paylaşıyorum:

 

Halk ozanı Dadaloğlu'nun adını yaşatan ve her sene adına Şenlikler yapılan Kayseri Tomarza İlçesi Dadaloğlu beldesinde Avşar Türkmenleri bu defa şehit Emin(Emre) Urhan'ın cenazesinde bir araya geldiler ve ağıtlar bu kez şehit Avşar genci için yakıldı. 20 Mayıs günü akşamı Tunceli'nin Mazgirt kırsal kesiminde PKK–KADEK terör örgütü militanlarıyla girilen silahlı çatışmada dayı oğlum Jandarma Komando Er Emin(Emre) Urhan ve Serkan SAĞIR şehitlik mertebesine ulaştı. Küçüklükten buyana ilk defa Emre'yi Tunceli'ye giderken Elazığ toplama merkezinde görmem de nasip olmamıştı. 21 Mayıs günü Dadaloğlu Beldesinden gelen telefonla öğreniyordum olayı ve gece şehit olan Emre Fırat Tıp Merkezi morgundaydi artık. Komutanlarından birkaçı da ordaydı. Olayın akşam 21.30 civarlarında pusuya gittiklerinde olduğunu ve Emre'nin o anda atılan el bombası ile, arkadaşı Serkan'ın ise ertesi gün Elazığ da vefat ettiğini öğreniyordum. Adli Tıp Kurumu Başkanı Yrd.Doç.Dr.Mehmet TOKDEMİR, otopsisini yaptıktan sonra dağılan başından dolayı bana bakmamamı ve ailesinden kimseye de baktırmamı birkaç defa ikaz ediyordu. Bayrağa sarılan cenazelerle Elazığ İl Jan.Alay Kom. tören yapıldıktan sonra bir araçla ve iki komutanıyla birlikte Emre'yi Kayseri'ye, Serkan'ı da Sakarya'nın Karasu ilçesine götürüyorduk. Dadaloğlu Beldesine vardığımda ise kadınların feryatlarını, ağıtlarını, emekli imam olan Dayım Hasan URHAN'ın çok sarsılmasına rağmen metanetini muhafaza ettiğini görüyordum.