Başlangıcı rahmet olarak müjdelenen Ramazan’ın ilk dönemini tamamladık. Bağışlanmamıza vesile olacak zamanına kavuştuk. Ramazan’dan gaye sadece oruç değildir tabii ki. Her ânı fayda ve hikmet ile dolu, aynı zamanda seçilmiş bir zaman değil midir? İyiliğe yönelik her kıpırdanmamıza dahi misli ile sevap ve faydanın olduğu, ana kaynaklardan haber veriliyor. Hiç kuşkusuz özel bir zaman. Her nefesimizin boşa geçmemesi gerektiği bir ödül adeta...
Bütün yönleriyle terbiye, sabır ve ahlak mücadelesidir ramazanlar. Yapılacak ibadetler, yararlı işler, oruç ile desteklenen güzel ahlakı kazanma yarışı olmalı böylesi kıymetli zamanlar. Yarışımız başkaları ile değildir pekâlâ. İnsanın kendisi ile yarışı olmalıdır. Normal zamanlara nazaran hızlı bir koşuda olmalıyız ramazanda. Mükellefiyetimiz gereği, fiilen olduğu kadar manen de bayramı hak etmemiz gerekmiyor mu, ne dersiniz?
Sadece açlık ve susuzluğa sabretmek değildir oruç! Kötülüklere karşı mücadele ve iyilikleri artırma çabasıdır. Midemize ilaveten, bütün uzuvlarımıza da oruç tutturmamız gerekmiyor mu? Allah’ın kuluna emrettiklerini yerine getirme teslimiyetinin manevi hazzı olmalıdır finalimiz. Eğitimi olmalıdır hal ve duruşumuzun. Maneviyatımızı, irademizi ve kulluğumuzu geliştirmenin fırsatı olmalıdır ramazanımız.
Her otuz üç yılda bir, devrini tamamlayacak şekilde, senenin tüm mevsimlerine misafir olur kutlu ay. Ne büyük bir adalettir. Dünyanın her yerindeki Müslümanların kameri takvime göre yılın her gününde oruç tutabilmesi, insanlığın halinden anlamak adına da mühim bir göstergedir. Bu vakitler gerçekten çok özeldir. Yoksulluğun bilinmesine, mevsimin zorlu şartlarının anlaşılmasına katkı sağlar. Nitekim, Peygamber Efendimiz (sav) ömrü boyunca bu şekilde dokuz ramazan görmüş ve orucunu tutarak ümmetine rehberlik etmiştir.
Ramazanda ruha zenginlik katacak en mühim ibadet oruçtur. Ancak, teravih de bu güzide zamanın özel ibadetlerindendir. Ayrıca Kur’an ay’ı olması nedeni ile Allah Kelamını daha çok okuyarak hanelerimize ev sahibi yapmalıyız. Oruçlulara iftar ettirmek, Allah’ı (cc) zikretmek, Efendimize (sav) salavat getirmek gibi amellerde ramazanımızı zenginleştirme vesilesidir. Sadaka dağıtmak, yardımlaşmak, hasta ziyaretleri gerçekleştirmek, zekât vermek, birbirimize ve kendimize dua etmek, vakit namazlarımızı cemaatle kılmak, gece namazı ihya etmek gibi daha ne çok faydalı ibadetler vardır maneviyatımızı geliştirme adına. Diğer taraftan şeytanların zincirlendiği bu güzel vakitte Yüce Rabbimize yakınlaşma vesileleri aramalı, O’nun razı olabileceği davranışları yerine getirmeliyiz.
Manevi beslenme, oruç ve ramazandan beklenen olumlu tesiri elde etmeye fırsat sağlar. Üzerimizde sıfatlaşan her türden güzel ahlak, gönül rahatlığı ile bayram etme sevincini bizlere armağan eder. Aksi halde mi dediniz? “Ramazan’a ulaşıpta kendini affettirmeden bu ay’a veda eden kimseye yazıklar olsun.” ihtarının muhatapları oluruz.
Allah korusun!